Yazım kuralları da nedir?!
Thread poster: Leyal
Leyal
Leyal  Identity Verified
Local time: 14:11
German to Turkish
+ ...
Oct 30, 2004

Alıntı:
… Nedir yani burası yazım kurallarıın uygulandığı bir yermidir, bak ne güzel yazım hataları yapıyorum işte. Yada; "ya da" yada "yada" ne fark eder, anlayan anlamıyor mu ...


"Yorum sahibi" bana gücenmez umarım, ama bu kadar vurdumduymazlığa da pes doğrusu.
Vallah, ben burayı çevirmenlerin buluştuğu, kendilerini tanıtma fırsatı buldukları, birbirleriyle yardımlaşabilecekleri bir platform sanıyor(d)um. Eh, buranın üyelerin
... See more
Alıntı:
… Nedir yani burası yazım kurallarıın uygulandığı bir yermidir, bak ne güzel yazım hataları yapıyorum işte. Yada; "ya da" yada "yada" ne fark eder, anlayan anlamıyor mu ...


"Yorum sahibi" bana gücenmez umarım, ama bu kadar vurdumduymazlığa da pes doğrusu.
Vallah, ben burayı çevirmenlerin buluştuğu, kendilerini tanıtma fırsatı buldukları, birbirleriyle yardımlaşabilecekleri bir platform sanıyor(d)um. Eh, buranın üyelerin çoğunluğu çevirmenlerden oluştuğuna göre, yazım kuralları tabii ki uygulancaktır!

Yazım kurallarını önemsemeyen, "anlayan anlar" mantığını yürüten bir şahıs –bana göre- bu işin ciddiyetini, çevirmenliğin başlı başına bir meslek olduğunu idrak edememiştir. Hatta çevirmenlik mesleğinin de birtakım ilkeleri ve etiği olabileceğinden de bihaberdir büyük ihtimalle...

Kendini "çevirmen" olarak adlandıran bir kişi, çevirmenliği bu denli hafife alabildiğine göre, çevirmenlik mesleğinin Türkiye’de gereken saygıyı görememesine şaşmamak gerekir...
Collapse


 
Nilgün Bayram (X)
Nilgün Bayram (X)  Identity Verified
Türkiye
Local time: 15:11
English to Turkish
+ ...
sorumluluk Oct 30, 2004

Leyal önemli bir konuyu gündeme getirmiş.

Alıntının sahibi arkadaşımızı rencide etmek değil maksadım, hatta onun bu sözleri çok inanarak yazmamış olması da mümkün. Asıl niyetim konuya ilişkin görüşlerimi dile getirmek.

Sorun sadece çevirmenlik mesleğinin saygınlığı da değil bence. Dilimize saygı, okuyucuya saygı ve bu mesleği uygulayan kişiler olarak kendimize saygı da önemli.

Öncelikle dilimizi doğru konuşma ve yazm
... See more
Leyal önemli bir konuyu gündeme getirmiş.

Alıntının sahibi arkadaşımızı rencide etmek değil maksadım, hatta onun bu sözleri çok inanarak yazmamış olması da mümkün. Asıl niyetim konuya ilişkin görüşlerimi dile getirmek.

Sorun sadece çevirmenlik mesleğinin saygınlığı da değil bence. Dilimize saygı, okuyucuya saygı ve bu mesleği uygulayan kişiler olarak kendimize saygı da önemli.

Öncelikle dilimizi doğru konuşma ve yazma sorumluluğu taşımalıyız. Bilmediklerimiz olabilir, hata yapabiliriz ama öğrenmeyi reddetmek anlaşılmaz geliyor bana. Bazen uyarılar da rencide edici bir dille yapılıyor gerçi (burada sözüm Selçuk Bey’e değil) ve ortamın gereksiz gerginleştiği zamanlar oluyor. Yine de yardımlaşmak ve öğrenmek için iyi bir platform burası.

Bu mesleği yaparken okuyucunun doğru ve kolay anlamasını dikkate almayacak mıyız? Dilimize geleni yazarsak, yazım kurallarına aldırış etmezsek okuyan nasıl anlayacak? Bırakalım çevirmen olarak taşıdığımız sorumluluğu kendi yaşamımızda bile doğru anlaşılabilmek için doğru ifade etmemiz gerekmiyor mu?
Collapse


 
Nazim Aziz Gokdemir
Nazim Aziz Gokdemir  Identity Verified
Local time: 08:11
English to Turkish
+ ...
Doğrusu... Oct 30, 2004

...elbette "yazım kurallarıda" olmalıdır! Şöyle düşünelim, o koymayı ısrar ettiğiniz boşluklar yüzünden bir gün bir sayfaya sığacak şeyi iki sayfaya yaymak zorunda kalabilirsiniz. Alın size kağıt masrafı. Sonra o boşlukları klavyede tıktıktıktık... belli bir miktar kalori harcanacak. Bir roman düşünün, %15-20'si böyle boşluklardan oluşur. Bu kalori talebini karşılamak için yemek yenecek, daha geriye gidersek ek, biç, vs. E dünyanın kaynakları sınırlı... See more
...elbette "yazım kurallarıda" olmalıdır! Şöyle düşünelim, o koymayı ısrar ettiğiniz boşluklar yüzünden bir gün bir sayfaya sığacak şeyi iki sayfaya yaymak zorunda kalabilirsiniz. Alın size kağıt masrafı. Sonra o boşlukları klavyede tıktıktıktık... belli bir miktar kalori harcanacak. Bir roman düşünün, %15-20'si böyle boşluklardan oluşur. Bu kalori talebini karşılamak için yemek yenecek, daha geriye gidersek ek, biç, vs. E dünyanın kaynakları sınırlı, bildiğimiz gibi. Belki "yada" yazmak isteyen arkadaşın etiği böyle bir prensipten ilham alıyor.

Kanımcaartıksözcüklerarasındaboşlukbırakmaktantamamenkaçınmalıyız.

(Şu da var, şaka bir yana:

1. Forumlarda (Türkçe olsun İngilizce olsun) dünyanın her yerinde insanlar biraz daha dikkatsiz, özensiz yazarlar. Bu kişiler normalde her zaman böyle yazıyor olabilirler, ama olmayabilirler de. Forumda kuralların ne kadar ciddiye alınacağı kişiden kişiye değişir.
2. Dilbilgisi ve yazım konulu eleştiriler her zaman karşı taraftan büyük tepki alır, çünkü anadillerini bilmemekle suçlandıklarını düşünürler. İlginçtir, "bir çok/birçok" gibi şeyler üzerine kavga çıkmaz da, şu bitişik/ayrı "de/da" üzerine çıkar. Demek ki çok göze batan bir hata. Tabii bunun nedeni, iki tür "de"nin çok farklı şeyler olması, oysa "birçok," "hiçbiri" gibi şeyler sonuçta aynı şeyin öyle mi böyle mi yazılacağını belirleyen keyfi kurallar.
3. Sonuçta bir patırtı kopar, derken unutulur gider, bir sonraki olaya kadar.
4. Ben hayatımda herhangi bir foruma ne özensiz gelip özenli hale gelen birisine, ne de tersine rastladım. Ama bu kimse değişemez demek değil. Bir umut işte...)

Aziz
Collapse


 
Özden Arıkan
Özden Arıkan  Identity Verified
Germany
Local time: 14:11
Member
English to Turkish
+ ...
Biz daa yasiya gelmedik, tikerleee bulmaklanugrashiyos, gurban! Oct 30, 2004

Hiçte deyil, busitede yazmanın kuralımı olur ? İsteyen istediyini yasar. afrupa Birliyine gir'me helecaniylan dolup dolup tashtigimiz shu günlerde böyle kisitlayici ve antitemorkatinkin tavirları kınıyom ben. Nesinis sis= K-İ-M-S-İ-N-İS? Ha? Baışlmıza türkce Ögretmeni mi, pardon Ögretmenimi kesildiniz yani?

Biz burda deleri daları hiçte ayırmayız. Bende demek
... See more
Hiçte deyil, busitede yazmanın kuralımı olur ? İsteyen istediyini yasar. afrupa Birliyine gir'me helecaniylan dolup dolup tashtigimiz shu günlerde böyle kisitlayici ve antitemorkatinkin tavirları kınıyom ben. Nesinis sis= K-İ-M-S-İ-N-İS? Ha? Baışlmıza türkce Ögretmeni mi, pardon Ögretmenimi kesildiniz yani?

Biz burda deleri daları hiçte ayırmayız. Bende demek ne demektir? "Me too" demektir, "So do I" demektir.

Hem zaatentürkçenin yazısı bozuk,bizim kabaatimiz deyilki bu. Yazının düzelmtimesi lağzım önce.amaİşte bo kondudaki yaratcı öneriler müstehzayla kaşrılanca herkes saldırmş,olmazki.Meyva veren aacı hemen taşlıyollar.Türkçeye çeviriyos diye türkçeOkuyup yasmak zorunda deyil, insan biraz saygıl olur,kullandıııı kılavyeye dikat Ederd.hemYabancılara karşıda ayıp,ööle kılavy kullanmakt.

ama işte Var bazı zibidiler tabiki.hala ugrasıpolartürkçeTürkçe diye:








ya bırkakın uuuraşsınnar, bizene,bisim lisanımız var,dil öörendik,boşa gitmesin kursparalmardı, çeviriris imlasız milmasız.





[Edited at 2005-05-20 02:35]
Collapse


 
Leyal
Leyal  Identity Verified
Local time: 14:11
German to Turkish
+ ...
TOPIC STARTER
ProZ nedir? Oct 30, 2004

Tayfun Bey, değinmek istediğim konuyu pek anlayamamışsınız ne yazık. Arkadaşın "yada"yı bitişik yazması değil, yürüttüğü mantık tuhafıma giden. Kendini çevirmen olarak adlandıran bir kişi, dil kurallarına aldırış etmeyip, "anlayan zaten anlıyor" diyebiliyorsa, bu işte bir tuhaflık var.

Forumu, teşhir direği olarak kullanmak gibi bir niyetim de yok. Başkalarının imla (bkz, tembel olduğum için şapkasız yazdım) yanlışlarına takmış filan da d
... See more
Tayfun Bey, değinmek istediğim konuyu pek anlayamamışsınız ne yazık. Arkadaşın "yada"yı bitişik yazması değil, yürüttüğü mantık tuhafıma giden. Kendini çevirmen olarak adlandıran bir kişi, dil kurallarına aldırış etmeyip, "anlayan zaten anlıyor" diyebiliyorsa, bu işte bir tuhaflık var.

Forumu, teşhir direği olarak kullanmak gibi bir niyetim de yok. Başkalarının imla (bkz, tembel olduğum için şapkasız yazdım) yanlışlarına takmış filan da değilim. Burada asıl mesele, dikkatsizlikten kaynaklanan herhangi bir hata değil, dile karşı –ve çevirmenlik mesleğine karşı- duyarsızlıktır.
İnatla de/da bağlacını bitişik yazan arkadaşlar olabilir. Onları buradan eleştiremem. Buna ne hakkım vardır, ne de haddimdir. Ama, "nedir yani burası yazım kuralların uygulandığı bir yermidir" gibi bir şey okuduğumda, fikrimi belirtebilirim.
Ve evet: ProZ, çevirmenlerin buluştuğu bir platform olduğuna göre, yazım kurallarına önem verilmelidir!

Konu başlığımı –SİZ- uygun bulmuyor olabilirsiniz, bense bu mevzunun hassasiyetine inanıp, tartışmaya açtım. Konuyu tartışmak isteyen arkadaşlar varsa, katılırlar. Bu kadar basit…

Sevgiler
N.
Collapse


 
Özden Arıkan
Özden Arıkan  Identity Verified
Germany
Local time: 14:11
Member
English to Turkish
+ ...
Küçük 15, büyük 29 Oct 30, 2004

Burada mevcut çeşitli gerilimlerden biri de şu galiba: Bir kısım nabekâr, Proz.com'da ve meslek genelinde kaliteyi yükseltme yolları bulma derdine düşmüş; bir kısım aklı başında arkadaş da buna direnç geliştiriyor. Ben artık bu direnci anlamaya çalışmaktan vazgeçtim. Elitizme kaçma tehlikesini de göze alarak ve hatta gerekirse aynen elitizmi de çatır çatır savunarak, kalite yükseltme kaygılarını sonuna kadar destekliyorum. Bu forumun vesilesi diyaloğu başlata... See more
Burada mevcut çeşitli gerilimlerden biri de şu galiba: Bir kısım nabekâr, Proz.com'da ve meslek genelinde kaliteyi yükseltme yolları bulma derdine düşmüş; bir kısım aklı başında arkadaş da buna direnç geliştiriyor. Ben artık bu direnci anlamaya çalışmaktan vazgeçtim. Elitizme kaçma tehlikesini de göze alarak ve hatta gerekirse aynen elitizmi de çatır çatır savunarak, kalite yükseltme kaygılarını sonuna kadar destekliyorum. Bu forumun vesilesi diyaloğu başlatan arkadaşımız, Selçuk Akyüz, imla konusunda özel bir hassasiyeti ve özeni olan bir meslektaşımız. Kendisini hem hassasiyetinden (ki dil profesyonelleri arasında bile ender bulunur oluşu beni hayrete düşürüyor), hem de bu hassasiyeti dile getirme konusunda gösterdiği (ve çok daha ender bulunur olan) medeni cesaretten ötürü kutluyorum.

Kalite konusuna direnç gösterenlerden de şu soruları kendi kendilerine sormalarını önemle rica edeceğim:

- Çok ağır bir iş yapıyorsunuz; yazdığınız her satırın arkasında uzun bir entelektüel birikim ve yatırım, senelerin eğitimi ("okul"u kastetmiyorum bununla), o anın dimağ gücü ve zihin sağlığı söz konusu. Aldığınız karşılıktan, maddi ya da manevi olsun, memnun musunuz?

- Kaç kişi sizi "Çeviri yapıyor" diye değil de, "Çevirmendir" diye niteliyor?

- Mesleğinizin getirdiği toplumsal saygınlık ve itibar sizin için tatmin edici mi, yoksa en yakın çevrenizde bile başka hiçbir vasfınız olmadığı için çevirmenlik yaptığınız mı düşünülüyor?

- Ve... zaten eleştiriye tahammülü hiç de desteklemeyen bir kültürün ürünü olan, zaten ulusunun siyasî tarihi nedeniyle yazım konusunda dünyada başka hiçbir dilde görülmemiş bir kargaşaya boğulmuş olan, zaten çeviri eğitiminin nispeten çok yeni olduğu bir ülkeden gelen ve en önemlisi, doğası itibariyle yalnız, yapayalnız, dolayısıyla meslektaşından geri besleme alma, takım çalışması yapma, sorma öğrenme vb imkânları kısıtlı bir işle uğraşan Türkçe çevirmenleri, birbirlerini de eleştiremezlerse, kendilerini nasıl geliştirecekler? (Çok uzun ve anlaşılmaz bir cümle oldu, eleştirilerinizi bekliyorum!)

[Edited at 2005-02-21 02:25]
Collapse


 
Özden Arıkan
Özden Arıkan  Identity Verified
Germany
Local time: 14:11
Member
English to Turkish
+ ...
Ali'ye, Veli'ye. . . Oct 31, 2004

. . . değil, şu tavra söyleniyor:

Barışseverlik iyi bir şeydir, ama çatışmaları nötralize etme adına eleştiriyi ortadan kaldırmaya çalışmayı ben kabul edemiyorum. Bunu, forumu başlatan Leyal'in örnek verdiği Kudoz sorusuna yoğunlaşarak söylemiyorum ben, bu, oradaki arkadaşa yüklenmek olur çünkü, oysa bu ilk defa veya ender görülen bir şey değil: Birisi, burada konumuz olan şeyle, dille, çeviriyle falan ilgili bir eleştiri dile getiriyor; eleştiri
... See more
. . . değil, şu tavra söyleniyor:

Barışseverlik iyi bir şeydir, ama çatışmaları nötralize etme adına eleştiriyi ortadan kaldırmaya çalışmayı ben kabul edemiyorum. Bunu, forumu başlatan Leyal'in örnek verdiği Kudoz sorusuna yoğunlaşarak söylemiyorum ben, bu, oradaki arkadaşa yüklenmek olur çünkü, oysa bu ilk defa veya ender görülen bir şey değil: Birisi, burada konumuz olan şeyle, dille, çeviriyle falan ilgili bir eleştiri dile getiriyor; eleştiriye muhatap olan, aynı çerçevede kalarak cevap vereceği yerde işi tatsızlığa döküyor (mesela kişiselleştirerek: "Siz bana taktınız"; "Hep benim yanlışımı fark ediyorsunuz"; veya başka şekillerde: "Ama siz de şunu yapmıştınız"; "Keyfim bilir, bana karışamazsınız"; veya çeşitli pişkinliklerle, falan). Buradan bir gerginlik gelişiyorsa eğer, eleştiri yapanı -eleştirisini nezaket sınırları içinde yaptığını varsayıyorum, ki öbür türlüsü zaten eleştiri olarak görülemez- "olayı başlatan" taraf olma töhmeti altında bırakmak, doğru değil.

Çünkü birçok şeyi zedeliyor: Şu açık ki eleştiriye tahammül hepimizin öğrenmesi gereken bir şey ve bizim mesleğimizde gerçekten özel bir önemi var. Bunu zedeleyerek aramızda doğru dürüst bir mesleki alışveriş gelişmesini önlüyor. İkincisi, evet yazım kuralları önemlidir, hem de çok önemlidir. Yazımdan başlayıp başka pek çok yere kadar sapla samanın fena halde karışmış olduğu bir alanda faaliyet gösteriyoruz. Böyle tepkiler, bu durumun, yani sapla samanın karışması durumunun değişmesine değil, kalıcılaşmasına ve daha beteri meşrulaşmasına sebep oluyor. Meşrulaştıkça da ortaya, kaliteye katkısı olmayan bir başka tavır çıkıyor: Bu iş değişemez, zaten burada bir şey yapılamaz, çevirmenler haklarını arayamaz, kendilerini geliştiremez, ancak birbirlerine çamur atmayı bilirler, vb., vb. Olumsuzluklara sessiz kalıp, her türlü olumlu çabaya sinisizmle yaklaşınca, sonunda gözümüzün içine baka baka bizimle dalga geçilmesi karşısında bile elimiz kolumuz bağlı kalıyor, herhalde farkındasınızdır.
Collapse


 
Serkan Doğan
Serkan Doğan  Identity Verified
Türkiye
Local time: 15:11
Turkish to English
+ ...
Doğruya doğru Oct 31, 2004

Xola'nın yazdıkları altına imzamı atıyorum. Kimse kızmasın, doğruya doğru.. Selamlar...

--

Xola wrote:

. . . değil, şu tavra söyleniyor:

Barışseverlik iyi bir şeydir, ama çatışmaları nötralize etme adına eleştiriyi ortadan kaldırmaya çalışmayı ben kabul edemiyorum. Bunu, forumu başlatan Leyal'in örnek verdiği Kudoz sorusuna yoğunlaşarak söylemiyorum ben, bu, oradaki arkadaşa yüklenmek olur çünkü, oysa bu ilk defa veya ender görülen bir şey değil: Birisi, burada konumuz olan şeyle, dille, çeviriyle falan ilgili bir eleştiri dile getiriyor; eleştiriye muhatap olan, aynı çerçevede kalarak cevap vereceği yerde işi tatsızlığa döküyor (mesela kişiselleştirerek: "Siz bana taktınız"; "Hep benim yanlışımı fark ediyorsunuz"; veya başka şekillerde: "Ama siz de şunu yapmıştınız"; "Keyfim bilir, bana karışamazsınız"; veya çeşitli pişkinliklerle, falan). Buradan bir gerginlik gelişiyorsa eğer, eleştiri yapanı -eleştirisini nezaket sınırları içinde yaptığını varsayıyorum, ki öbür türlüsü zaten eleştiri olarak görülemez- "olayı başlatan" taraf olma töhmeti altında bırakmak, doğru değil.

Çünkü birçok şeyi zedeliyor: Şu açık ki eleştiriye tahammül hepimizin öğrenmesi gereken bir şey ve bizim mesleğimizde gerçekten özel bir önemi var. Bunu zedeleyerek aramızda doğru dürüst bir mesleki alışveriş gelişmesini önlüyor. İkincisi, evet yazım kuralları önemlidir, hem de çok önemlidir. Yazımdan başlayıp başka pek çok yere kadar sapla samanın fena halde karışmış olduğu bir alanda faaliyet gösteriyoruz. Böyle tepkiler, bu durumun, yani sapla samanın karışması durumunun değişmesine değil, kalıcılaşmasına ve daha beteri meşrulaşmasına sebep oluyor. Meşrulaştıkça da ortaya, kaliteye katkısı olmayan bir başka tavır çıkıyor: Bu iş değişemez, zaten burada bir şey yapılamaz, çevirmenler haklarını arayamaz, kendilerini geliştiremez, ancak birbirlerine çamur atmayı bilirler, vb., vb. Olumsuzluklara sessiz kalıp, her türlü olumlu çabaya sinisizmle yaklaşınca, sonunda gözümüzün içine baka baka bizimle dalga geçilmesi karşısında bile elimiz kolumuz bağlı kalıyor, herhalde farkındasınızdır.




 
Selçuk Budak
Selçuk Budak  Identity Verified
Local time: 15:11
English to Turkish
+ ...
Türkçe ekonomik ve matematiksel bir dildir Nov 1, 2004

Bu yüzdendir ki, bir zamanlar uluslararası platformlarda Türkçe'nin "bilim dili" olması yönünde öneriler getirilmiş, hatta bu konuda ciddi ciddi çalışılmış, ancak II. Dünya Savaşı'nın patlak vermesiyle ve sonrasında İngilizce'nin egemenliğiyle bu konu da rafa kaldırılmıştır.

İki gündür, dönüp dönüp bu sayfaya bakıyorum, ancak konuya da bir türlü "vakıf" olamıyorum. Tam, "mailim proz'a hala kapalı olduğu için herhalde konuyu kaçırdım," diy
... See more
Bu yüzdendir ki, bir zamanlar uluslararası platformlarda Türkçe'nin "bilim dili" olması yönünde öneriler getirilmiş, hatta bu konuda ciddi ciddi çalışılmış, ancak II. Dünya Savaşı'nın patlak vermesiyle ve sonrasında İngilizce'nin egemenliğiyle bu konu da rafa kaldırılmıştır.

İki gündür, dönüp dönüp bu sayfaya bakıyorum, ancak konuya da bir türlü "vakıf" olamıyorum. Tam, "mailim proz'a hala kapalı olduğu için herhalde konuyu kaçırdım," diye düşünürken, bir "kara para"yı bir de adımı gördüm ve "kara para" konusunda söylediklerimi hatırladım. Yani az buçuk üstüme alındım!

Ama dönüp o soruya, verilen cevaplara bakınca da pek bir şey göremedim, Bay Teneşir'in (tenesir ile kastedilen şeyin “ş” olduğunu varsayıyorum) yazdıkları dışında. (Şu ismin ürkünçlüğüne bir bakın: Teneşir. Nasıl bir ruh hali insanı böyle bir takma ad seçmeye sürükler ki! Doğrusu merak ediyorum. Belki teneşirci arkadaş bu satırları okur da, merakımı giderecek bir not yazar!)

Neyse.

1. Anlamsal açıdan "fazlalık" ile "pekiştirme" aynı şey değildir. Bu konuda Türkçe gerçekten çok ekonomiktir. Örnek:
They (çoğul) are (çoğul) coming. Çoğul bilgisi aynı cümle içinde iki kere tekrarlanıyor.
Ama Türkçe'de "Onlar Geliyorlar" der miyiz? (hoş, diyenlerimiz de var ama!)

2. Dilin geliştirilmesindeki motor gücü, her yıl fikir değiştiren TDK'cılar değildir. Son 20 yıl içinde TDK sözlükleri, "imla kılavuzları," "özdeşim kılavuzları" kaç kere değişti bir fikri olan var mı? Örneğin benim elimde 1980 basımı Türkçe Sözlük, İmla Kılavuzu ve Özdeşleştirme Kılavuzu var. Şimdi oradakilerin birçoğunu reddediyorlar.

Dilin geliştirilmesindeki motor güç bence "çevirmenlerdir." Çünkü yeni terimlerle, yeni kavramlarla, yeni düşünüş biçimleriyle ilk karşılaşan onlardır. Bunları anlama ve kendi diliyle ifade etme çabası içinde olanlar onlardır. Yoksa siyaseten karar verenler değil.
Eğer "ülkücü" iseniz, "elleçleme" size ters geliyor. Niye, çünkü solcuların "uydurması!" Ama bunu yapmakla, dili "güdük"lüğe de mahkum ediyorsunuz. Yok eğer solcuysanız, "muhtaç" demiyorsunuz, "gereksinme" diyorsunuz. Niye, çünkü Türkçe değil.
Ama bunu yapmakla, terimlerin, kavramların yüzyıllar boyunca kazanmış olduğu yan anlamları, duygu tonlarını, çağrışımlar zincirini kaybediyorsunuz. "Sana gereksinmem var" dendiği zaman, "Sana muhtacım," ya da "sana ihtiyacım var"ın ilettiği yoğunluğu, derinliği vermiyor. Sığlaşıyor.

3.
Tayfun Torunoğlu wrote
Kaliteye yönelik ve kalite için savaşım veren çevirmenler ile kalite karşıtı bir grup olduğunu da ilk defa duyuyorum.
O grup da ortada yoksa, gerçekten bunları kime yönelttiğiniz anlamak zor.


Zaten hiç kimse kalkıp da “arkadaş ben kaliteye karşıyım” demez. Kendi içinde hissettiği şey de bir "kalite karşıtlığı" değildir. Ama kalite konusunda kendi kuşkuları varsa ve bunun bir “kıyas” konusu olabileceğini de düşünüyorsa, pekala “kalite karşıtı” bir tutum içine girebilir. Bunu teorik bir analiz olarak söylemiyorum. Pratik bir gözlemden, bizzat yaşadığım, tanık olduğum gözlemlerden söz ediyorum. Eğer kalitesinden ötürü karşınızdakini bir tehdit olarak algılıyorsanız, iki şey yapabilirsiniz: i). Ya kendi kalitenizi yükseltir veya yükseltmenin yollarını ararsınız, ya da ii) onda kalite adına gördüğünüz şeylere saldırırsınız. Çeviride, “kurtarır” yaklaşımı buradan kaynaklanır. (“Kurtarır” =”ben ancak bu kadar ifade edebiliyorum.”)

4. Çevirmen, sadece yaygın kullanımı değil, “doğru kullanımı” da dikkate almak zorundadır. Sadece yaygın olduğu için, sadece çok kullanıldığı için bile bile yanlış yapmak pek kabul edilebilir bir şey değil.

Bir Kudoz sorusuna verdiğim cevapta, N.A. Gökdemir arkadaşın bana yönelik haklı bir eleştirisi olmuştu: “Daha fazla hit, daha doğrudur yanıltabilir,” diye. (http://www.proz.com/kudoz/833452 )

Şimdi “kendimi intihar edicem” çok yaygın diye, bunu mu kullanmalıyız? Ya da şu reklamlarımıza bir bakın: “Oha oldum yani!”

Yaygın kullanım, anlaşılmayı garanti edebilir. Ama yaygın kullanım diye hataların pekiştirilmesi de (ister kullanarak, ister kullananlar karşısında pasif, sessiz kalarak olsun) dili içten içe kemirir.
Dilde kalıcı ve kural olanla, geçici, moda olanı ayırt etmek zorundayız.

5. Uzun sözün kısası, çevirmenlik her zaman “amatör ruhla” yapılan bir iştir. Asla “yeter” demeyen bir meslektir. İster anadilde, ister yabancı dilde olsun, “daha iyi (yani daha doğru) nasıl ifade edebilirim”in arayışı içinde olmak zorundayız.
“Tercüman olmak” da zaten bu değil mi?
Collapse


 
Nizamettin Yigit
Nizamettin Yigit  Identity Verified
Netherlands
Local time: 14:11
Dutch to Turkish
+ ...
bende, ben de, bende(2) Nov 6, 2004

Kurallar mi? Kim ister...!

Ister kudozda ister de bir baska forumda olsun, isin guzel olani, en dogru olaniyla iletisim kurmak.

Ha butun bunlar gurultu patirti cikarmaya gerekce mi? "butun bunlar"in nerede gerceklestigine bagli... Ya da nasil bir durum sonunda olageldigine. Hos istemedigim halde, teknik sorunlar yuzunden Turkce bir metni, Ingilizce kalvye ile yazmaktayim ama, aslen nasil olmasi gerektigi hususunda rezistansin faydasi da yok. Dogruyu ilan ettikten sonra,
... See more
Kurallar mi? Kim ister...!

Ister kudozda ister de bir baska forumda olsun, isin guzel olani, en dogru olaniyla iletisim kurmak.

Ha butun bunlar gurultu patirti cikarmaya gerekce mi? "butun bunlar"in nerede gerceklestigine bagli... Ya da nasil bir durum sonunda olageldigine. Hos istemedigim halde, teknik sorunlar yuzunden Turkce bir metni, Ingilizce kalvye ile yazmaktayim ama, aslen nasil olmasi gerektigi hususunda rezistansin faydasi da yok. Dogruyu ilan ettikten sonra, birilerine kabullendirmek icin israr da ayni kadere sahip. Yani onda da fayda yok.

Ancak butun yazilanlarin sadece kudoza cevap yazanlar icin degil herhangi bir okuyucu icin mumkun olan bir asgari anlasilma duzeyinde olmasi, genis baglamdaki amaca da hizmet eder kanaatindeyim.

Hos zaten Turkce bir kelime bin anlam yukleyebilen bir dil. Dolayisiyla yazarin mana itibariyla muallakta duran bir yazi veya yav anlayabilen anlasin, anlasilmaz bulanlara da tatli bir tebessum gonderip onlari ti ye almiyorum demesi hos da degil. Mesela ben Tayfun beyin "bende" veya "ben de" karsilastirmasini ilk gorusumde, bir sonraki cumlede "kole, hizmetci, usak" anlamini da yazacagini dusunmustum.

Ancak liseli bir ogrenciye edebiyat ogretmeninin kompozisyon sinavindaki muamelsini uygulamak da nahos bir durum.

Internet ile ilk tanisikligim 1994 yilinin ilk gunlerine rastlar. O gunden beri her seyden uzak kalsam da internetten uzak kalmayi kaldiramadim. Butun yillar boyunca internetten ozutleyip anladigim bir iki cumle soyle olabilir.

-Sahsen tanimiyorsaniz, akredit bir kaynaktan hakkinda bilginiz yoksa internette yazistiginiz insanlarin cinsiyeti yoktur veya yokmus gibi davranmalisniz. Eger herhangi bir cins muamelesi ederseniz yanilmaniz cok vakidir.
-Insanlarin anlayabilecegini, egitimli vs olusunu da ihmal etmelisiniz.
-Yazdiklarinizda en fazla neyi anlatmak istediginiz degil de yazilanin asgari ne anlama geldigini dusunerek yazmalisiniz.
-Herhangi bir mimik reaksiyonuna tabi olmadigi icin cok cesur bir iletisim ortamidir. Dikkat ediniz. Zira yazdiginiz yanlis anlasilirsa, muhatabin ses tonundan, bakisinindan veya ellerinin titreyisinden anlamaniz mumkun degildir.
- Yazdiklarinizi bireye degil de genele yazarsaniz, konuyu irdelemekle birlikte bireysel tartisma ve satasmalari aza indirebilirsiniz.

Bu uc bes cumleyi yazarken sizlerin tecrubesi yok demekligim yoktur. Sadece mevcuda ben de bir bende katkisi sunabilmenin hazzini yasarken bende gordugum gucle yazdigim uc bes satiri sizlerle paylasayim istedim.

Saglicakla kaliniz,

Nizamettin Yigit
Collapse


 


To report site rules violations or get help, contact a site moderator:


You can also contact site staff by submitting a support request »

Yazım kuralları da nedir?!


Translation news in Türkiye





Wordfast Pro
Translation Memory Software for Any Platform

Exclusive discount for ProZ.com users! Save over 13% when purchasing Wordfast Pro through ProZ.com. Wordfast is the world's #1 provider of platform-independent Translation Memory software. Consistently ranked the most user-friendly and highest value

Buy now! »
TM-Town
Manage your TMs and Terms ... and boost your translation business

Are you ready for something fresh in the industry? TM-Town is a unique new site for you -- the freelance translator -- to store, manage and share translation memories (TMs) and glossaries...and potentially meet new clients on the basis of your prior work.

More info »