Pages in topic:   < [1 2 3] >
Müebbet cezalar!
Thread poster: Selçuk Budak
Özden Arıkan
Özden Arıkan  Identity Verified
Germany
Local time: 21:32
Member
English to Turkish
+ ...
Galiba farklı kişilerden bahsediyoruz Nov 29, 2004

Biiiz fakiriz.. Biiiz okuyamayııız, biiiz yapamayıız biz ancak Zafer çarşısına(Bolivya Zafer Çarşısı ) gidip kitap bakarııız gibisinden ..


Daha dün foruma bunları yazan biri, niye bir üyeye mail atıp foruma girememekten şikâyet etsin, diye düşündünüz mü peki?


 
Serkan Doğan
Serkan Doğan  Identity Verified
Türkiye
Local time: 22:32
Turkish to English
+ ...
nosce te ipsum Nov 29, 2004

yani, 'gnothi seauton' (yun)
kendini bilmeli, tanımalı bir insan. bu forumda kimin kime neyi niye ve nasıl dediğini iki kişiden başka pek çok kişi anladığı veya içten içe sezdiği halde neden söz konusu iki kişinin ve özellikle de bunlardan birisinin işi bu denli yokuşa sürmeye çabaladığını anlamak çok güç doğrusu. konu asıl mecrasından oldukça uzaklaştı, içinden çıkılması zor bir hal aldı. haydi hayırlısı......
See more
yani, 'gnothi seauton' (yun)
kendini bilmeli, tanımalı bir insan. bu forumda kimin kime neyi niye ve nasıl dediğini iki kişiden başka pek çok kişi anladığı veya içten içe sezdiği halde neden söz konusu iki kişinin ve özellikle de bunlardan birisinin işi bu denli yokuşa sürmeye çabaladığını anlamak çok güç doğrusu. konu asıl mecrasından oldukça uzaklaştı, içinden çıkılması zor bir hal aldı. haydi hayırlısı...

[Edited at 2004-11-29 15:57]
Collapse


 
sevinc altincekic
sevinc altincekic  Identity Verified
Local time: 22:32
English to Turkish
+ ...
Ben Fransız kaldım.... Nov 30, 2004

Aslında pek niyetim yoktu bir şeyler yazmaya, epeydir de tuttum kendimi, çünkü gereksiz yanlış anlamalardan sıkılmıştım artık. Bir şey yazacağım, biri anlamayacak, ona yanlış anladığını anlatmaya çalışacağım, gene anlamayacak, sinirlerim bozulacak, bin pişman olacağım, vs... Ama insanlar niye bir diğer insanın yazdıklarını anlamıyorlar, anlamadıklarının da farkına varmıyorlar, işte bunu ben anlamıyorum. Çünkü yazılı bir şeyi anlamıyorsan, oturur ... See more
Aslında pek niyetim yoktu bir şeyler yazmaya, epeydir de tuttum kendimi, çünkü gereksiz yanlış anlamalardan sıkılmıştım artık. Bir şey yazacağım, biri anlamayacak, ona yanlış anladığını anlatmaya çalışacağım, gene anlamayacak, sinirlerim bozulacak, bin pişman olacağım, vs... Ama insanlar niye bir diğer insanın yazdıklarını anlamıyorlar, anlamadıklarının da farkına varmıyorlar, işte bunu ben anlamıyorum. Çünkü yazılı bir şeyi anlamıyorsan, oturur bir daha okursun ta ki anlayana kadar, eğer gene anlamıyorsan, ya sorarsın, ya da benim gibi oturup susarsın. Ama yok hayır, biri bir şey yazdı, onun yazdığını bir başkası anlamadı, ama bu anlamayan kişi anladığını düşünerek bir şey yazdı, ilk kişi bu ikinciye yanlış anladığını yazdı, ama ikinci kişi hayır ben doğru anladım dedi, vs... bu böyle devam etti ve ediyor da...

Sonra iş kişiselleşiyor, çarpıklık ve sıkıntı burada başlıyor...

Her neyse, ben de bir özet yapayım, Selçuk Budak foruma ilk mesajında şöyle diyor
Bana niye yazdı, bilmiyorum. Benden özel bir "ricası" da olmadı. Ama kendimi sorumlu hissettim.

"Sorumlu hissettim" diyor. Bundan daha insani bir şey olabilir mi? Doğrusu alkışlamak gerekirken....

Ayrıca:
Cezada ilke "düzeltmektir." (bunun içinde tekrarını önlemek de vardır.) İntikam almak değil.
..... Kanunla bir şekilde başı derde girenler (... cezasını "doldurup" çıkıyor)

Peki Proz'daki cezalar hiç dolmuyor mu?

Burada şu veya bu şekilde hata yapmış insanlara, "düzelme ve düzeltme" şansı hiç verilmiyor mu?

Verilmiyorsa, verilmeli. En büyük insanlık suçu işleyenlerin bile kendini ifade özgürlüğü vardır.
Bir ilke olarak, hiç kimsenin "ifade özgürlüğü" kısıtlanmamalıdır.
Biz neden kısıtlıyoruz?
Bu tahammülsüzlük niye?


diye soruyor?

Burada anlaşılmayan ne var, ben anlamadım. Daha açık ve daha sakin bir biçimde ifade edilemezdi.

Her neyse, sonuçta kendini "sorumlu hisseden" Selçuk,

"Size yazmam hataydı zaten." vs. vs. diyor, ve ekliyor "size başarılar..."

cevabını alıp, ne demeli "apışıp kalıyor" sen misin kendini sorumlu hisseden. Buna artık kara trajedi mi denir....

Biliyor musun Selçuk, boşver sen... "Anlayan anlar" ve de anladı. Gerisi boş...

Bu nedenle, senin gibi kendini sorumlu hisseden insanlar oldukça insanoğlunun umudu tükenmez. Bunu gösterdiğin için ayrıca teşekkürler.

PS: Bu, birbirimize tahammülsüzlük gerçekten niye? Oysa eminim, hepimiz yüzyüze gelsek, en azından bir akşam da olsa, gayet güzel vakit geçiririz....
Collapse


 
Nizamettin Yigit
Nizamettin Yigit  Identity Verified
Netherlands
Local time: 21:32
Dutch to Turkish
+ ...
Ceza Olmasaydı... Nov 30, 2004

Merhabalar forumendeler,

Kendi esprisine aciklama yazmak iyi mi bilmem ama, sazende, nazende gibi forum icin de benzerini kullanksak ne olur....

Yazmaya basladigim yerlerde duzenli araliklarla da olsa ziyaret edip yazi atarim. Normalde haftada bir girmek istedigim halde sanirim iki haftayi gecti.... Hic ummadigim basliklarda bile hizli bir mesaj trafigini gorunce sasirdim...

Ceza uygulanmasi ve "freedom for" uygulama aslinda bir tatli ruyadan ibaret. Hunkar
... See more
Merhabalar forumendeler,

Kendi esprisine aciklama yazmak iyi mi bilmem ama, sazende, nazende gibi forum icin de benzerini kullanksak ne olur....

Yazmaya basladigim yerlerde duzenli araliklarla da olsa ziyaret edip yazi atarim. Normalde haftada bir girmek istedigim halde sanirim iki haftayi gecti.... Hic ummadigim basliklarda bile hizli bir mesaj trafigini gorunce sasirdim...

Ceza uygulanmasi ve "freedom for" uygulama aslinda bir tatli ruyadan ibaret. Hunkarin keskin kilicinin altinda basini her an gidecek goren insanlardaki serbestlik, bugunku freedom cigirtganligi yapanlarda bile yok belki.

Bunda ilginc bir cok iceren tarih bizim tarihimiz. Tanzimat, ve edebiyati cedide donemlerinde ozgurluk diye bagiran yazarlardaki ozgurluk, bugun Turkiye'nin en cok satan, dagitan ve en cok yazan yazarlarinda bile yok. Rahmetli Halide Edip, topraklarimizda kendi milletimiz azinlik haklari kadar bir vatandaslik haklarini yasayamadigina benzer bir aciklama yapmis, olmeden once sanirim Pakistanda katildigi bir kongrede..

Ozgurluklerin tamamen, tasavvurun klimaxina kadar kullanildigi veya uygulandigi dusunulen ulkelerden birisi olan Nederlands, ceza yasasindaki gedikler yuzunden zaman zaman suca yonelik insanlarin akinina ugramis. Veya yuksek gelirli isci almak icin 1980'lerde kapisini bir daha acan Hollanda (1974-76 da ilk defa acmis) en cok isci gelen kesim olarak "fuhus" neo-market calisanlari ve yatirimcilarini bulmus. Veya bir baska yonu, kendi ulkesinde temizleyemedigi birini bekleyip ve burada temizliyenlerin yatagi veya konagi haline gelmis.

Sahip oldugu, kaf dagindan anka kusunun sirtinda getirilen mavi pirlantanin, yani freedom'un farkinda degil cogu insan.
Tanrinin, cok tanrililarda da tanrilarin bile kiymet verdigi kadinlardan biri olan Taylandli bir hayat kadininin kiymetsizligi gibi kiymetsiz hale gelmis freedom.

Modern insan olgusunun dayanilmaz igrencligini gorebiliyoruz freedom'un kullanilmasinda. Her ne kadar farkli dillerde olsa da, uygun bir tesaduf olarak, kelimeyi olusturan iki kelimeye donemk lazim diye dusunuyorum.

free ve ikinci kelime dom.
dom'un almanca ve flemenkce karsiligi 'aptal, bunak,'

ilk kelime artik evrensel bir kelime olmus. Esperanto'nun donusu kutlu olsun, ilk kelimlerinden birini olusturduk....

Ozgurlugun bu kadar hor kullanilmasinin asil sebebi bedelsiz olusu, yani hem "literally" hem de mana olarak bedel odenmeksizin alinmis olusu... Iste bu yuzden de, bu bedelsizlik bana aptalca geliyor. Gormenin kiymetini ancak "gozleri gormeyenler, veya gorme yeteneklerini bir sure sonra kaybedenler anlar". Iste bu yuzden "ceza" larin varligi, freedom'un anlasilmasi, ondan cezalinin da cezayi verenin de haz duymasinin sigortasi.

Dolayisiyla ceza veya yasaklarin olmasinin kacinilmaz oldugunu dusunuyorum. Duydugumuz veya duyacagimiz hazlari sigortalamak, atmis sigortalari da gozden gecirip herkesin kabul edebilecegi bir sekilde onarmak bana fevkalade guzel bir metod olarak gorunuyor.

Saglicakla kalin,

Nizamettin Yigit


[Subject edited by staff or moderator 2004-12-15 00:32]
Collapse


 
Nazim Aziz Gokdemir
Nazim Aziz Gokdemir  Identity Verified
Local time: 15:32
English to Turkish
+ ...
Teşekkürler Dec 1, 2004

sevinc altincekic wrote:
Biliyor musun Selçuk, boşver sen... "Anlayan anlar" ve de anladı. Gerisi boş...

Bu nedenle, senin gibi kendini sorumlu hisseden insanlar oldukça insanoğlunun umudu tükenmez. Bunu gösterdiğin için ayrıca teşekkürler.


Genelde sadece "katılıyorum" demek için yazmak Internet adabına aykırıdır ama: ben de günlerdir "yazayım," "yazmayayım," "hele öfkeliyken yazmamam gerekir," diye bir o yöne bir bu yöne kaydığım, ve de sonunda düşüncelerimi ifade eden bir mesaj bulduğum için, hiç olmazsa bir teşekkür mesajı yazmak istedim. Teşekkürler Sevinç, teşekkürler Selçuk.


PS: Bu, birbirimize tahammülsüzlük gerçekten niye? Oysa eminim, hepimiz yüzyüze gelsek, en azından bir akşam da olsa, gayet güzel vakit geçiririz....


O konuda pek emin değilim ya neyse...

Aziz


 
Selçuk Budak
Selçuk Budak  Identity Verified
Local time: 22:32
English to Turkish
+ ...
TOPIC STARTER
özgürlüklerimiz mi korkularımız mı Dec 2, 2004

Kaç gündür, oturup oturup kalkıyorum: Bir şeyler yazmak için, bir şeyler yazmamak için. Olabildiğince "yumuşak" bir şeyler arıyorum. Bir türlü beceremiyorum. En yumuşağından aldığım cümle bile, sonunda bakıyorum ki en sertinden zehir zemberek bir şey olmuş.

Bugün, önce Sevinç hanımın yazısını okudum. Arkasından Nazım beyinki geldi.
İlginçtir, içimdeki huzursuzluk bir anda uçuverdi. Kime kırıldığım belliyken, başka bir yerlerden gelen
... See more
Kaç gündür, oturup oturup kalkıyorum: Bir şeyler yazmak için, bir şeyler yazmamak için. Olabildiğince "yumuşak" bir şeyler arıyorum. Bir türlü beceremiyorum. En yumuşağından aldığım cümle bile, sonunda bakıyorum ki en sertinden zehir zemberek bir şey olmuş.

Bugün, önce Sevinç hanımın yazısını okudum. Arkasından Nazım beyinki geldi.
İlginçtir, içimdeki huzursuzluk bir anda uçuverdi. Kime kırıldığım belliyken, başka bir yerlerden gelen iki mesajın, duygu tahterevallisinde beni öteki uca atmasına şaşırdım.

Biraz kendimi sorgulayınca, anladım ki, bir kişiye yönelik gibi gözükse de, kırgınlığım aslında genele yayılmış.

Her şeyin burada çok açık olmasına, net bir şekilde ortaya konmasına karşılık, "Allah’ın bir kulunun" çıkıp da "hayır öyle değil" dememesi, insanların burada olup biteni iki komşunun kavgasını uzaktan, "aman bulaşmayalım, neme lazım" havasında izlemesi (ya da benim öyle hissetmem) daha fazla üzmüş beni demek ki.

Her iki arkadaşımıza da çok teşekkür ediyorum. Beni olumsuz duygular girdabından çekip çıkardıkları için.

Konuya dönecek ve bir toparlayacak olursak.

Çeşiti vesilelerle gündeme gelen ve şimdi de benim tertip içinde olduğum açık-örtülü ima edilen yasaklı vatandaş, hepimizin bildiği veya tahmin ettiği kişi, kudozdaki bir sorudan alıntı yapacak olursam, “matrix force”a karşı sürekli gerilla harekatları yapıyor. Bu kaçıncı kimliğidir, kaçıncı nikidir herhalde kendisi bile unutmuştur.
Ben bu konuyu burada açarken aklımdan o geçmiyordu, ama madem ki onun üzerine çekildi, bunun için de düşündüklerimi söyleyeyim.

Yasakların, ona engel olmadığı açık.
Şimdi diyelim ki türlü türlü niklerle gelip yapamadıklarını, gerçek, değişmez kimliğiyle gelince yapabilecek mi?
Sanmıyorum, bir gerillanın yerinin, kimliğinin belirsiz oluşunun onun gerçek silahı ve avantajı olduğu da düşünülürse bu haliyle istediğini daha rahat yapabileceği de açıktır.

Ee, o zaman, bu yasağın bu bağlamda bir yararı var mı? Kesinlikle hayır.
Peki o arkadaş ne yapmaya çalışıyor? Belli değil. Neden bu kadar uğraşıyor? Neden bu kadar çaba harcıyor? Belli değil. Çünkü sadece “şöyle şöyle” olduğunu varsayıyoruz.
Gelsin o zaman, bir üyenin haklı olarak söylediği gibi, ister gerçek kimliğiyle, ister nikiyle, ama “adam gibi” gelsin, bir arada olmanın, sosyal bir gurup içinde olmanın basit, anlaşılır kuralları çerçevesinde, dilediğini söylesin, yazsın. Beğenirseniz alkış tutarsınız. Beğenmezseniz eleştirirsiniz.

Şimdi yazmıyor mu? Yazdığını görüyoruz. Moderatör arkadaş oradan parmak sallıyor, “seni yakaladım” der gibisine.

Geçenlerde bir soru sordum. İlk cevap, “kimliği kuşkulu” üyeden geldi. En makul cevap onunkiydi ve ben onu seçtim, başıma gelecekleri bile bile.

Biz burada, kudozda yardımlaşırken, duygularımıza değil, yardımcı olmaya çalışan kişilerin gayretine ve bilgisine puan veriyoruz.
“Senden hoşlanıyorum, bu nedenle senin cevabın yanlış da olsa, seni seçiyorum” ile (ki bu, forumda tartışma konusu da olmuştur) “senden hoşlanmıyorum, bu nedenle senin cevabın doğru da olsa, başkasını seçiyorum” aynı mentalitenin, daha doğrusu aynı “sentimentalitenin” ürünüdür. Bunu not olarak kaydedeyim.

Ya da başka bir olayı ele alın: Bir üyenin açtığı thread, şu aralar üst sıralarda. Ama vatandaşın kendisi ortada yok. Neden? Yazamıyor. Neden? Yasaklı! Forumlara girmesi yasak.

Tamam, burası bir “dükkan” ve dükkanda ancak dükkan sahibinin kurallarıyla bulunabilirsiniz. Dükkancı ona dokunma diyorsa, dokunamazsınız. Benim dükkanımda insanlarla tartışamazsınız diyorsa, tartışamazsınız. Ne de olsa burası onun.

Eyvallah da, ya birbirimize yaptıklarımız?
Bir üye, “Hindi neden Turkey” diye bir yazı yazar. Hemen üstüne çullanırız. Zırvalarla uğraşıyorsun diye, yazdığına yazacağına bin pişman ederiz.

Şimdi içinizden birilerinin, “o bir kişiyi bağlar” diye itiraz ettiğini duyar gibi oluyorum. Ama o kadar değil.

Başka bir hanım vatandaş, “tercümanlarla ilgili haberler” diye bir konu açar. Etmediğimizi bırakmayız. Niye, çünkü “saçmalıyordur.”

Alın bunun ikisini yan yana koyun, sonra da kendiniz karar verin. Birisi için saçma olan, sizin için değil. Sizin için saçma olan ise, belli ki yazan için değil, ki yazmış.

Sanal bir dünya da olsa, burada prototip bir insan yok. Herkes yaşamın farklı imbiklerinden süzülüp gelmiş. Herkes, Kierkegaard’ın bir deyişini kullanacak olursam, o çok yüzlü yaşamın farklı bir yüzünü tanımış. Kimimiz, Kars’ın bir dağ köyünde, bir ahırda dünyaya gelmiş (ben). Belki kimilerimiz konaklarda doğup büyümüştür. İlkiyle ikincisinin algısı da, bakışı da, öncelikleri de farklı olacaktır. Hepimiz farklı deneyimlere, farklı donanımlara, yeteneklere sahibiz. Çok zeki, becerikli, donanımlı olanlarımız var. Az zeki, pek beceriksiz olanlarımız da var. Ruhsal yapısı sağlam, “sağlıklı” nitelenebilecek olanlarımız vardır, zar zor dengede kalan, sınırlarda gezen, patolojik diyebileceğimiz duyarlılıkları olanlarımız vardır.

Burayı bir iş kapısı olarak gören için (bunu olumsuzlama anlamında söylemiyorum) “hindi” konusu elbette ki “kelalaka”dır.
Buradan “entelektüel” tat alma peşinde koşanlar için, “bıçaklanarak öldürülen tercüman” hikayesi, rahatsız edici banallıktan başka bir şey değildir.

Peki ne yapacağız? Bence basit. Hayatın herhangi bir alanında, nasıl ki bu tür farklılıklarla yaşamaya alışıyorsak (yoksa alışamıyor muyuz?) burada da alışacağız.

Bize uymasa da, 180 derece ters gelse de, tahammül etmesini bileceğiz. Çünkü tahammülsüzlüğün durabileceği bir sınır, bir nokta yok. Gideceği yerse belli: Soykırım, tercümankırım, komşukırım, arkadaşkırım, forumkırım, üyekırım, ne derseniz deyin.

Dileyen, yine dilediğini yazar, elbette herhangi bir grupta geçerli olan basit sosyal kurallar çerçevesinde. Artı, sitenin kendi koymuş olduğu kurallara uymak kaydıyla.

Elbette yaptırımlar olacak, elbette özgürlük sorumsuzluk olarak algılanmayacak. Özgürüz, ama bu bize canımızın istediği her şeyi yapma hakkı vermez. Bunu bileceğiz. Bilmiyor gibi gözükenleri uyaracağız.

Anladığım kadarıyla Nizamettin arkadaş, yasaklardan yana. Tamam, örneğin küfretmek yasak. Hakaret etmek yasak. Ama, başkalarına saçma gelse de, bir düşünceyi dile getirmek yasak değil.

Neden, sadece olumsuzlayarak, bastırarak, sindirerek “düzeltmeye” çalışıyoruz? Olumlayarak, önemseyerek, ödüllendirerek, özendirerek de düzeltemez miyiz?
Ben bunun, ilkinden daha etkili olacağı inancımı koruyorum.

Burada sorun, özgürlüklerimizi korkularımıza kurban edip etmeyeceğimizdir.

Basit birkaç örnek:
Moderatöre ters düşmek, onunla çatışmak, onu eleştirmek bana zarar verebilir (korkularım). Ama yanlış gördüğümü söylerim. Gerekiyorsa çatışırım, eleştiririm (özgürlüğüm).
Prozun zafları vardır(korkularım). Ama, bu korkulara prozda bulunuşumu etmiyorum (özgürlüğüm). Araba kullanmanın riskleri var (korkularım). Ama, araba kullanmaktan vazgeçmiyorum. Denize girmenin boğulma riski vardır. Ama bu kimsenin denize girmesine engel değil.

Nizamettin arkadaş, özgürlüğün zaaflarından söz ediyor. Diyor ki:

Ozgurluklerin tamamen, tasavvurun klimaxina kadar kullanildigi veya uygulandigi dusunulen ulkelerden birisi olan Nederlands, ceza yasasindaki gedikler yuzunden zaman zaman suca yonelik insanlarin akinina ugramis. Veya yuksek gelirli isci almak icin 1980'lerde kapisini bir daha acan Hollanda (1974-76 da ilk defa acmis) en cok isci gelen kesim olarak "fuhus" neo-market calisanlari ve yatirimcilarini bulmus. Veya bir baska yonu, kendi ulkesinde temizleyemedigi birini bekleyip ve burada temizliyenlerin yatagi veya konagi haline gelmis.


Güzel de, arkadaşımızın yeterince üzerinde durmadığı bir “püf” var: Onlar, böyle oluyor diye, özgürlüklerinden vaz geçmiş değiller, ki orada yaşayan birisi olarak, bunu en iyi kendisi biliyor olmalı.

İnsanı insan kılan, onurlu kılan da bu değil mi? İşte onun içindir ki, ben vazgeçmemek gerektiğine, korkulara kurban edilmemesi gerektiğine inanıyorum.

Peki ya siz?


[Edited at 2005-01-06 06:12]
Collapse


 
Balaban Cerit
Balaban Cerit  Identity Verified
Türkiye
Local time: 22:32
Member (2004)
English to Turkish
+ ...
arada bir görüşmek Dec 3, 2004

Yazmadan önce biraz zaman geçmesinde yarar gördüm:

Bir yüz yüze görüşme ortamının yararlı olabileceğini düşünüyorum. Güzel vakit geçirmesek de, arada şu ekranların olmaması, bazı konuların daha rahat konuşulmasını sağlayabilir.

Sizleri bilemem ama ben forumlarda yazıştığım / mesajlarını okuduğum insanlarla arada bir de olsa yüz yüze gelmekte yarar görüyorum, olanaklıysa eğer. İnsanları düşünürken, sadece yazdıkları kara
... See more
Yazmadan önce biraz zaman geçmesinde yarar gördüm:

Bir yüz yüze görüşme ortamının yararlı olabileceğini düşünüyorum. Güzel vakit geçirmesek de, arada şu ekranların olmaması, bazı konuların daha rahat konuşulmasını sağlayabilir.

Sizleri bilemem ama ben forumlarda yazıştığım / mesajlarını okuduğum insanlarla arada bir de olsa yüz yüze gelmekte yarar görüyorum, olanaklıysa eğer. İnsanları düşünürken, sadece yazdıkları karakterlerle değil, "canlı" halleriyle canlandırmanın yerini başka bir şeyin alamayacağını düşünüyorum.
Collapse


 
Nizamettin Yigit
Nizamettin Yigit  Identity Verified
Netherlands
Local time: 21:32
Dutch to Turkish
+ ...
Özgürlükteki Zaafiyet veya Fitne Dec 3, 2004

Selcuk arakdasimizin son yazisi, yuregindeki firtinanin dindigini ancak, sutliman olan coskudan sonraki yorgunluk ve gidenin ardindan bakakalisa benzer bir durum hissettim. Benim mesajimdaki orneklemeye dair yazdiklarinda gerceklik payi var.

Cezadan, yaptirimdan yana olmak veya Selcuk beyin de dedigi gibi cezayi uygulamak nasil sucu azaltmiyorsa, ozgurlukleri mutlak ozgurluk olarak algilamak ve o sekilde uygulamak da ortadan kaldirmiyor.

Aslinda ozgurluk tarafdari ve sa
... See more
Selcuk arakdasimizin son yazisi, yuregindeki firtinanin dindigini ancak, sutliman olan coskudan sonraki yorgunluk ve gidenin ardindan bakakalisa benzer bir durum hissettim. Benim mesajimdaki orneklemeye dair yazdiklarinda gerceklik payi var.

Cezadan, yaptirimdan yana olmak veya Selcuk beyin de dedigi gibi cezayi uygulamak nasil sucu azaltmiyorsa, ozgurlukleri mutlak ozgurluk olarak algilamak ve o sekilde uygulamak da ortadan kaldirmiyor.

Aslinda ozgurluk tarafdari ve savunucusu olsam da benim kisitlamalardaki asil gerekcem "husumete sebep olacak" her seye karsi olusum. Ozdeyisimizde vurgulandigi gibi 'bir deli bir kuyuya bir tas atar, kirk akilli cikaramaz' ifadesinde buluyor butun olanlar. Hepinizi tenzih ederim. Kimseye deli veya akilli dedigim yok. Bu bir benzetme...

Olanlara kronolojik bir akis semasi cizdigimizde t1 zamaninda A tarafindan islenmis olan X gibi bir fiilin, t2 zamaninda ona karsi (X.) gibi onu notralize edici bir ceza ile cozulmeye calisildigi, daha sonra t3 zamaninda (X.) dan rahatsiz olan A nin t4'te aslinda olumlu olan Y girisiminde bulundugunu ve bunun sonucunda t5 de B nin sorunlarin cozumune kalkistigini ve bu iyi niyetli davranis yuzunden B, C, D, E, arasinda bir gerginlik ve kirginlik yasandigi halde, A nin geri adim atip Y girisiminden de pismanlik duydugunu goreceksiniz. Halbuki bu pismanligi t1 deki X icin duysa ortamdaki baris hic bozulmasa daha iyi olmaz mi?

Simdi biz bugun t6 dayiz ve t n'e kadar gidebiliriz. Ancak sorunu cozemeyiz. Zira sorunun cozulmesi icin t1de baslamis olan cezai mueyyide gerektiren eylemin t6 ya kadar ki butun asamalarda dogrudan veya dolayli olarak islenmiyor olmasi gerekir. t1 i olmus ve bitmis bir hadise olarak gorsek bile, t5'te sulh icinde olan bir ortami kargasaya donusturup, geri ayrilmak da t1 deki durum kadar onemli.

Iste benim karsi oldugum bir tek davranis veya bilesimi vs degil. Benim kendi olcum, hangi alanda, hangi konumda olursa olsun dogrudan ya da dolayli olarak fitne ve husumet olan veya ona goturen butun aktivitelere karsiyim. Husumete sebebiyet vermenin ozgurluk olarak anlasilmasi mumkun degil ancak, tekrari olmayacaksa ozgur ortamlarin devam ettirilmesi icin hosgoru sozkonusu. Ve bu hosgoru t1'deki X aktivitesine hosgoru degil.

Selcuk beyin tavrini fevkalade barisci ve takdir edilir buluyorum ama ayni zamanda cezalarin varliginin insan toplumlarinda zaruri oldugunu kabullenmis olan birisiyim. Cinler veya meleklerin cogunlukta oldugu toplumlarda bulunmadigim icin, oralarda cezanin gerekli olup olmadigi hususunda tecrubem yok.

Aslinda yumusamis olan ortamda, ki bunu Selcuk beyin mesajindan anliyoruz, yapilmasi gereken hatalardan pismanlik duyup, baris icerisinde iletisimin dondurmali sohbeti uzerine sirke damlatmaksizin ortamdan da haz alarak haberlesmek ve bilgi ve tecrubelerimizi paylasmak.

Sagicakla kaliniz,

Nizamettin Yigit

[Subject edited by staff or moderator 2004-12-14 21:07]
Collapse


 
Selçuk Budak
Selçuk Budak  Identity Verified
Local time: 22:32
English to Turkish
+ ...
TOPIC STARTER
Dec 3, 2004



[Edited at 2005-01-06 06:13]


 
sevinc altincekic
sevinc altincekic  Identity Verified
Local time: 22:32
English to Turkish
+ ...
kelalaka ama Dec 3, 2004

Özgürlük deyince aklıma son gittiğim İskender filmi geldi. Orada da İskender'in hayallerinden biri "dünya halklarını birleştirip özgür kılmaktı" (Hollywood bakış açısı elbette) tarihe bakıldığında da büyük bir komutan ve deha olmasının yanı sıra despot olarak da anılıyor, babasını, arkadaşlarını, kendisine karşı çıkanları öldürmekten çekinmeyen bir adam olarak da resmediliyor. (filmdeyse bu biraz daha farklı bir anlamla verilmiş)

Bir ç
... See more
Özgürlük deyince aklıma son gittiğim İskender filmi geldi. Orada da İskender'in hayallerinden biri "dünya halklarını birleştirip özgür kılmaktı" (Hollywood bakış açısı elbette) tarihe bakıldığında da büyük bir komutan ve deha olmasının yanı sıra despot olarak da anılıyor, babasını, arkadaşlarını, kendisine karşı çıkanları öldürmekten çekinmeyen bir adam olarak da resmediliyor. (filmdeyse bu biraz daha farklı bir anlamla verilmiş)

Bir çok başka kral da vardır, halklarına özgürlük ve barış getirmek isteyen... hem hollywood filmlerinde görürüz onları hem de masallarda...

Özgürlük demek ki insanoğlu için önemli bir mesele, öyle bir mesele ki, günümüz insanı tarihte despot olarak görünenleri özgürlük aşığı olarak göstermekten çekinmiyor. Peki krallıkların çoğu niye kaldırıldı, diye sormaz mı insan?
Ya bir zamanların en özgür ülkesinin dünyanın en zorba ülkesi haline gelmesine çoğumuz hayıflanmıyor muyuz, biz de onlar gibi özgür bir ülkede yaşamak istemedik mi? Ve hala istemiyor muyuz?
Özgürlük göreceli bir kavram demek, sopanın temiz ucundaysan özgürlük senindir, değilsen özgürlük senin neyine durumu.

Özgürlüğün bin bir türlüsü var, burada şu ortamda Proz.com özgürlüğü var mesela, bu foruma özgürce istediğini yazabiliyor insan. Buna da şükür. Sansürlenmiş bir ortamda bulunmak biz Türkler için bile artık dayanılmaz hale geldi. Belki tam da bu yüzden kendimizi tutamıyoruz. Özgürlüğün anlamını bilmiyoruz, yaşamadık ki... Aman ha kimse duymasın, sakın öyle konuşma, yerin kulağı vardır... Şunun şurasında kaç yıl oldu bu lafı artık bu kadar sık etmeyeli? Sonra tepeden bir yerden birden bire bize özgürlük verildi. Artık fikir beyan etme özgürlüğümüz var, yaşasın AB kriterleri...

Önce özgürlüğün sınırının karşımızdaki insanın özgürlüğü olduğunu unutmayalım bence. Her ne zaman bu sınır aşılırsa ceza da olmalı... Ama ömür boyu mu olmalı? işte mesele burada, eğer Selçuk'un kastettiği insan benim tahmin ettiğim insansa gerçekten de epey olmuş cezası, fazla bence... Eee suçun tekrarında cezanın da tekrarı olur. Bu kadar basit aslında bu iş.

Benden bu kadar... kelalaka bir alıntıyla bitireyim:

Mel Gibson - Braveheart - "Freedooooom" - The End (gerçi o noktada bitmedi film ama bence bitmeliydi:)
Collapse


 
Umit Altug
Umit Altug  Identity Verified
Local time: 22:32
English to Turkish
+ ...
Türkçe forum moderatörlerinin bu konu başlığıyla ilgili açıklaması Dec 14, 2004

Bu konu başlığına ve altındaki tartışmalara ilişkin iddialar Türkçe Forum moderatörleri tarafından incelenmiştir. Foruma kurallara aykırılık iddiasıyla müdahale eden arkadaşımızın göstermiş olduğu gayreti takdir ediyoruz. Ancak:

1. Bu forumun moderatörleri tarafından konu başlığının ve içindeki tartışmaların genel olarak Proz.com ve genel nezaket kurallarına aykırı olmadığı sonucuna varılmıştır. Yalnız Sayın Tayfun Torunoğlu'ndan, som
... See more
Bu konu başlığına ve altındaki tartışmalara ilişkin iddialar Türkçe Forum moderatörleri tarafından incelenmiştir. Foruma kurallara aykırılık iddiasıyla müdahale eden arkadaşımızın göstermiş olduğu gayreti takdir ediyoruz. Ancak:

1. Bu forumun moderatörleri tarafından konu başlığının ve içindeki tartışmaların genel olarak Proz.com ve genel nezaket kurallarına aykırı olmadığı sonucuna varılmıştır. Yalnız Sayın Tayfun Torunoğlu'ndan, somut bir dayanakla destekleyemediği ima ve iddialarının bulunduğu bölümleri yeniden düzenlemesini rica ediyoruz. Sayın Selçuk Budak’tan da, artık bağlam dışı kalacağından, Sayın Torunoğlu'na cevap verdiği yazısında aynı şekilde düzenleme yapmasını bekliyoruz.

2. Ayrıca konu, doğrudan Proz.com ile ilgili olduğundan Off-Topic değildir ve ona göre yeniden işaretlenmiştir (bu konuda yol gösterici olarak forum anasayfasında "Forums About Proz.com" kategorisindeki forumlara bakılabilir).

3. “Fransız kaldım” deyiminin Fransızlara hakaret olduğu yönündeki iddianın incelenmesine gerek görülmemiş ve silinmiş ilgili yazı tekrar görünür hale getirilmiştir.

4. Bu başlığın asıl konusuyla, yani "Müebbet Cezalar" ile ilgili görüşümüz ise özetle şudur: Müebbet ceza olamayacağını tabii ki kabul ediyoruz, ancak moderatörler olarak forumu, profesyonel olsun olmasın her konuda dostça, faydalı, keyifli bir fikir alışverişi gerçekleştirebileceğimiz bir ortam olarak geliştirmek ve korumakla yükümlüyüz. Bunun, bilinçli olarak da, bilmeden de olsa baltalanmasına izin vermeyeceğiz. Ceza nedeniyle mağdur duruma düştüğüne inanan arkadaşlar bizimle en kısa zamanda iletişime geçerlerse, kendilerine forum kurallarını açıklayarak bu konuda daha sağlıklı bir çözüme ulaşabileceğimize inanıyoruz. Başvurabilecekleri bir ikinci yol Support Request vermektir ve bu her ne kadar şu ana kadar pek çok kez önerilmişse de, bu yolu da bir kez daha hatırlatmak, moderatörler olarak görevimizdir.

Türkçe Forum moderatörleri
Özden Arıkan
Ümit Altuğ

(Not: Bütün arkadaşlarımızdan, bu yazıyı okurken yazının ruhuna aykırı bir yabancılaştırma etkisi olmaması için, sol taraftaki profil resmime bakmamalarını rica ediyorum. – ÜA)
Collapse


 
Selçuk Budak
Selçuk Budak  Identity Verified
Local time: 22:32
English to Turkish
+ ...
TOPIC STARTER
Ben hazırım Dec 15, 2004

Cevap vermemi gerektiren ifade, itham ve imalar düzeltildiği/silindiği taktirde/ölçüde ve ben de, cevap niteliğindeki ifadeleri düzeltmeye/silmeye hazırım.

Şu veya bu nedenle forum yasaklısı olan arkadaşların da, Moderatörlerimiz ile irtibat kurarak, haklarını kullanabilme konusunda ve kullanırken gerekli özeni ve çabayı harcamalarını dilerim.


Not: Daha önce sadece formasını görebildiğimiz moderatör arkadaşımız Ümit bey meğer ne
... See more
Cevap vermemi gerektiren ifade, itham ve imalar düzeltildiği/silindiği taktirde/ölçüde ve ben de, cevap niteliğindeki ifadeleri düzeltmeye/silmeye hazırım.

Şu veya bu nedenle forum yasaklısı olan arkadaşların da, Moderatörlerimiz ile irtibat kurarak, haklarını kullanabilme konusunda ve kullanırken gerekli özeni ve çabayı harcamalarını dilerim.


Not: Daha önce sadece formasını görebildiğimiz moderatör arkadaşımız Ümit bey meğer ne yakışıklıymış!
Collapse


 
Pages in topic:   < [1 2 3] >


To report site rules violations or get help, contact a site moderator:


You can also contact site staff by submitting a support request »

Müebbet cezalar!


Translation news in Türkiye





Protemos translation business management system
Create your account in minutes, and start working! 3-month trial for agencies, and free for freelancers!

The system lets you keep client/vendor database, with contacts and rates, manage projects and assign jobs to vendors, issue invoices, track payments, store and manage project files, generate business reports on turnover profit per client/manager etc.

More info »
TM-Town
Manage your TMs and Terms ... and boost your translation business

Are you ready for something fresh in the industry? TM-Town is a unique new site for you -- the freelance translator -- to store, manage and share translation memories (TMs) and glossaries...and potentially meet new clients on the basis of your prior work.

More info »