Pages in topic:   < [1 2 3 4 5] >
Türkiye'deki Çeviri Dernekleri, Okulları vb.
Thread poster: Özden Arıkan
murat Karahan
murat Karahan  Identity Verified
Türkiye
Local time: 18:44
English to Turkish
+ ...
O halde Aug 2, 2004

Böyle bir derneğe üye olduğunuzda, piyasada kötü iş yaptığı bilinen, çevirmenlere ücretlerini ödemeyen, aksatan, üç kuruşa "çevirmen" çalıştıran birinin üye olduğunu bir toplantıda görseniz ne yapardınız? Ya da çeviri bürosu sahibisiniz ve bir projenizi yerin dibine sokan, müşteriyi sizden kaçıran veya çeviri teslim etmeyerek sizi zor durumda bırakan bir çevirmenin oraya üye olduğunu görseniz ne yaparsınız? Ya da verilen örneklerdeki alfabeleri birbirind... See more
Böyle bir derneğe üye olduğunuzda, piyasada kötü iş yaptığı bilinen, çevirmenlere ücretlerini ödemeyen, aksatan, üç kuruşa "çevirmen" çalıştıran birinin üye olduğunu bir toplantıda görseniz ne yapardınız? Ya da çeviri bürosu sahibisiniz ve bir projenizi yerin dibine sokan, müşteriyi sizden kaçıran veya çeviri teslim etmeyerek sizi zor durumda bırakan bir çevirmenin oraya üye olduğunu görseniz ne yaparsınız? Ya da verilen örneklerdeki alfabeleri birbirinden ayıramayan çeviri bürosu sahiplerini bir dernek toplantısında görseydiniz "Çok iyi, onlar da gelmiş." mi derdiniz?
Bu durumlar sınavla, kalemle kağıtla, noter onayıyla belirlenemeyecek şeyler. Böyle bir durumun ortaya çıkmaması için ne yapılmalı sizce? Derneğin bu konuda etik kurulu var ancak yukarıda bahsettiğim nahoş hadiselerin yaşanması itibara zarar verir. Bu tür bir derneğin en önemli değerlerinden biri de saygınlığıdır.
Türkiye'de Rüşvetle Savaş Derneği kurulsa ve bunun üyeleri arasında rüşvet alanlar olsaydı nasıl olurdu?

Baybars Araz wrote:

Murat Bey, üye kriterleri tabii ki olacak, ama referans göstermek, üye olmak için "Olmazsa olmaz" bir şartsa mesleki dernekler için yanlış bir uygulamadır...

İki yıl (veya belirlenebilecek bir başka süre boyunca) çevirmenlik yaptığının belgelenmesi, kişinin bu tür bir derneğe üye olması için yeterli olmalı. Ben 1994'den beri çevirmensem sırf bu derneğin üyelerinden kimseyi tanımıyorum diye veya kimse beni tanımıyor diye bu derneğe üye olamazsam bu dernek bir mesleki organizasyon olamaz. İki kere ikinin dört ettiği kadar gerçektir, bu uygulamanın da savunulacak bir yanı yoktur. Yahoo gruplarında bile referans aranmaz. Referans aranan gruplar, arkadaş grupları, reunion grupları, vs. tarzı gruplardır...
Collapse


 
Baybars Araz
Baybars Araz  Identity Verified
Local time: 18:44
English to Turkish
+ ...
Çok basit... Aug 2, 2004

Çevirmenler için, çalıştıkları bürolar veya şirketlerden alınmış referans mektupları, bürolar için de çalıştıkları müşterilerinden ve çevirmenlerden alınmış referans mektupları yeterli olacaktır. Benim referansım, eğer bu dernek bir mesleki organizasyon halindeyse veya haline dönüşme çabasındaysa, o dernekteki kişiler olamaz... Benim referansım geçmişim olabilir ancak. Aksi takdirde bu tür dernek içi referans uygulamasını sürdürmeye kararlı kalırsa ... See more
Çevirmenler için, çalıştıkları bürolar veya şirketlerden alınmış referans mektupları, bürolar için de çalıştıkları müşterilerinden ve çevirmenlerden alınmış referans mektupları yeterli olacaktır. Benim referansım, eğer bu dernek bir mesleki organizasyon halindeyse veya haline dönüşme çabasındaysa, o dernekteki kişiler olamaz... Benim referansım geçmişim olabilir ancak. Aksi takdirde bu tür dernek içi referans uygulamasını sürdürmeye kararlı kalırsa bu dernek, asla bir mesleki kuruluş, bir çevirmenler odası filan olamaz. Mühendisler Odası'na veya Şoförler Odası'na girmek için referans mı gerekiyor? O odalarda da çıkarcı ve müşterilerine karşı etik davranmayan üyeler yok mu? Bunlar olacaktır. Bir kurumun saygınlığı, üyelerinin kalitesinden daha çok ilkelerinden ödün vermemesine bağlıdır...Collapse


 
murat Karahan
murat Karahan  Identity Verified
Türkiye
Local time: 18:44
English to Turkish
+ ...
Unuttuğunuz bir şey var, Aug 2, 2004

Dernek, ceza veremez. Bir geçerliği yoktur, o tür cezayı meslek odası verir. Derneklerin eli kolu 80'lerden sonra zaten bağlandı, bu tür yetkileri yoktur. Derneğin vereceği en ağır ceza üyelikten çıkarmaktır. Bahsettiğiniz türde cezaları meslek odaları/birlikleri ancak verebilir.
Öbür taraftan Baybars'ın sözlerine gelince, şoför olabilmek için Meslek odası'na üye olmak şarttır. Ondan sonra denetim geçerli olur, bu tür üyelik şart olduğu için asgari krit
... See more
Dernek, ceza veremez. Bir geçerliği yoktur, o tür cezayı meslek odası verir. Derneklerin eli kolu 80'lerden sonra zaten bağlandı, bu tür yetkileri yoktur. Derneğin vereceği en ağır ceza üyelikten çıkarmaktır. Bahsettiğiniz türde cezaları meslek odaları/birlikleri ancak verebilir.
Öbür taraftan Baybars'ın sözlerine gelince, şoför olabilmek için Meslek odası'na üye olmak şarttır. Ondan sonra denetim geçerli olur, bu tür üyelik şart olduğu için asgari kriterlerin haricinde bir üyelik kabulü gerçekleştiremezler.
Derneğe üyelik konusunda kişisel referans sistemi biraz boşlanmış, artık sadece verilen referansların kontrolü şeklinde bir uygulama var herhalde, yani olmasını arzu ettiğiniz şekilde.

Tayfun Torunoglu wrote:

Onu zaten rüşvet yiyenler kurar!.


Yukarıdaki üye kalitesi kontrolü derneğin ilkeleri arasında yok. Yani bir sertifikasyon veya arkreditasyon istemiyor. Sen şuna denk ol üye olursun yok.
Ayrıca sizin o dediğiniz kayitesiz veya zamanında teslim etmeme hikayesi tüm üye bürolar için geçerli. Özellikle ben Audi araba aldığı için çevirmenlerinin parasının ödemeyip perişan eden kişilerin üye olabildiğini duydum. Eh tabi o kişi perişan ettiği yüzlerce çevirmeni oraya üye almaz. Alırmı ?
Bunlar hikayedir.
Dernek kapısını herkese ön yargısız açar.
İlkelerini, üyelik kurallarını imzalatır.
Sonra uyulmasını denetler ve uymayanları şahsi iki kişilik değil
belli kurullarda savunma hakkı ve yargıya açık olmak şartıyla ihrrac ve çeşitli düzeylerde cezalar verir.
Yani çevirmen zamanında iş teslim etmedi diye oraya almama veya çeviri bürosunu tipini beğenmeme ancak akcak yukarıdaki ahlaki zaafiyetlere bir bahane olur gerçek olamaz.
Delil :1983 yılından Yemin Zaptım var, diğer noterlerde de son 4-5 yıldır yaptırdım.:) Delil olurmu yoksa kavun gibi seçecekler mi?



[Edited at 2004-08-02 12:48]
Collapse


 
Nazim Aziz Gokdemir
Nazim Aziz Gokdemir  Identity Verified
Local time: 11:44
English to Turkish
+ ...
İş ileride daha kötüye gidebilir... Aug 3, 2004

"Ne yaparlarsa yapsınlar, bana bulaşmasınlar yeter" demek, bu durumda anlaşılır bir tutum. Ama TUCED FIT'e üye olmak üzereyse, bir süre sonra ABD'de ATA'nın konumu neyse Türkiye'de o konuma gelecektir. Yani işin gidişatı öyle gösteriyor.

ABD'de şimdi karşılaşılan "ATA üyesi değilse bu çevirmende bir eksiklik olabilir" tutumu, beş yıl sonra Türkiye'de TUCED ile ilgili olarak yaşanabilir. Dolayısıyla, kanımca olayın içinde yer alan ve derneğin keyfi u
... See more
"Ne yaparlarsa yapsınlar, bana bulaşmasınlar yeter" demek, bu durumda anlaşılır bir tutum. Ama TUCED FIT'e üye olmak üzereyse, bir süre sonra ABD'de ATA'nın konumu neyse Türkiye'de o konuma gelecektir. Yani işin gidişatı öyle gösteriyor.

ABD'de şimdi karşılaşılan "ATA üyesi değilse bu çevirmende bir eksiklik olabilir" tutumu, beş yıl sonra Türkiye'de TUCED ile ilgili olarak yaşanabilir. Dolayısıyla, kanımca olayın içinde yer alan ve derneğin keyfi uygulamalarına tanık olmuş Türk çevirmenlerin bu forumda dile getirdiklerini FIT'e iletmeleri yararlı olabilir. İzdivaç gerçekleştiğinde geç kalınmış olacak. En azından FIT ortada böyle bir durum olduğunun farkına varırsa, TUCED tüzüğü elden geçmeden ve demokratik bir üyelik sistemi yerleştirilmeden TUCED'i bünyesine almayı kabul etmez. Belki bu, kimse sesini çıkarmasa da kendiliğinden olacak bir şey, ama o riske girmeye değer mi bilmiyorum.

Çeviri Derneği'ne gelince, iki üyenin referansını istemek seçici olmak isteyen grupların sık başvurduğu bir yöntem. Mesela PEN-USA, TAALS, vb. böyle. Ama üyelerin listesi halka açık olmalı ve derneğe ve üyelerine ulaşmak Kaf Dağı'nın ardına varmakla eşdeğer olmamalı (verdiğim örneklerde her üyeye kolayca ulaşabilirsiniz). PEN gibi gruplar kendilerini bir sektörü temsil etmekle yükümlü saymadıklarından seçicilik anlaşılır bir tutum. Buna karşılık, ATA gibi grupların amacı mümkün olduğu kadar çok profesyoneli bir şemsiye altında toplamak olduğundan, "iki referans" kuralı ancak üst kategori üyelik için işletiliyor. Bununla uğraşmak istemeyenlere "normal" üyelik yolu açık.

Neyse ben şimdi öbür forumdaki Alberto olayının sonunu merak ediyorum asıl...:-)

Aziz
Collapse


 
Özden Arıkan
Özden Arıkan  Identity Verified
Germany
Local time: 17:44
Member
English to Turkish
+ ...
TOPIC STARTER
Duruuun yetişemiyorum! Aug 3, 2004

Burası çok fazla yanlış bilgi ve yargı doldu, kusura bakmayın. Veya bir başka ihtimal, ben büyük bir yanılgı içindeyim. Öyle ise siz beni düzeltin lütfen.

1. Forumu Proz'un ilgili sayfasına Türkiye'deki kurumlar yazılsın diye açtım. Proz'un ilgili sayfasında ise şu kategoriler var:

Associations
Translation and Interpretation Schools
Government Organizations
Organizations Offering Credentials
Organizations Offering Training<
... See more
Burası çok fazla yanlış bilgi ve yargı doldu, kusura bakmayın. Veya bir başka ihtimal, ben büyük bir yanılgı içindeyim. Öyle ise siz beni düzeltin lütfen.

1. Forumu Proz'un ilgili sayfasına Türkiye'deki kurumlar yazılsın diye açtım. Proz'un ilgili sayfasında ise şu kategoriler var:

Associations
Translation and Interpretation Schools
Government Organizations
Organizations Offering Credentials
Organizations Offering Training

Üniversiteler söz konusu olduğunda -ki aslında bizim açımızdan en tartışmasız toparlanacak kategori bu galiba, kadrini bilelim- edebiyat ve filoloji bölümlerinin "translation and interpretation school" kategorisine girmeyeceği açık bana kalırsa. "Diğer diller ne olacak?" sorusuna ise vereceğim tek cevap: MT okulunda okumamışların çevirmen sayılmayacağına dair ne bu sayfa dolayısıyla Proz'un, ne de benim bir iddiam var (olsaydı meslek değiştirmem gerekirdi zaten). Aramızda kimsenin de yok, görebildiğim kadarıyla. Yani burada bir sorun yok. Var mı? Proz, MT bölümlerini soruyor (MT bölümlerine, bu bölümlerden mezun olanlara veya olmayanlara dair hiçbir karar, hüküm, yorum belirtmeksizin, belirtemez de zaten, öyle bir konumu yok); Türkiye'de mevcut MT bölümleri de alfabetik sırayla Bilkent, Boğaziçi, Hacettepe, İstanbul ve Yıldız Teknik'te.

2. Associations konusunda burada bir karışıklık söz konusu. Öncelikle, FIT'ten üyelik bekleyen örgüt TÜÇED değil, Çeviri Derneği. 2005'te kesinleşmesini umuyorlarmış. TÜÇED'in, Baybars'ın ilk yazısında belirttiği "Çeviri Büroları Derneği" olduğunu sanıyorum. Çeviri Derneği'nin ise Serkan'ın linkini verdiği websitesi ile (www.ceviri.org) bir bağlantısı yok. Her iki derneğin de akreditasyon ve/veya sertifikasyon konusunda Proz sayfasında sorulduğu anlamda tanınmış, resmî vb bir yetkisi olamayacağı sonucunu çıkarıyorum ben. Yanılıyor muyum? (Ha yalnız, TÜÇED'in "odalaşma" hedefi varmış, bu hedefe ulaşabilirlerse -ulaşabilirler mi?- salon salamanje bir yetkileri olur herhalde.)

3. Çeviri Derneği'nin üyelik formunda "Tavsiye eden dernek üyeleri" diye bir bölüm var (2 kişilik yer ayrılmış). Buraya, yönetim kurulu toplantısında formu inceleyen dernek üyelerinden ikisinin olumlu görüş girmesi gerekiyor, üyeliğe kabul için. Ancak 2 yıl kesintisiz çevirmenlik yapmış olma şartı aranıyor ve 2 referans isteniyor. Hiç yorum yapmadan sadece olgusal bilgi girme amacıyla başladım bu yazıya ama yine çenemi tutamayıp diyeceğim ki: Ortalıkta hüküm süren ve hepimizin yakınıp durduğu ehliyetsizliği akla getirince bu koşullar son derece haklı ve doğru. Burası profesyonel bir örgüt olmaya çalıştığına göre, mesela geçenlerde bana mail yazan bir ahbabımın sözünü ettiği şahsı durduk yerde üyeliğe kabul etmemesi çok normal ("Halamın kızı üniversite sınavlarını kazanamadı, kolej mezunu olduğu için yabancı dili var, şimdi bir sene boşta, evde boş boş oturacağına çeviri yapsın bari, yardımcı olur musun?" - Adam bana hakaret ediyor, dikkatinizi çekerim!!! Sizlere de! [Bu da olgusal olamadı ]). En az iki yıl kesintisiz çevirmenlik yapmış birinin de referans göstereceği iki kişi mutlaka olur. Burada benim için geçerli ölçü profesyonelliktir, çevirmenliği bir meslek olarak görmektir. Çeviri Derneği de bu kritere göre adam almaya çalışıyor işte. Diğer meslek dallarına ait örgütlerin de yaptığı gibi. Ben çok güzel pansuman yaparım. İsterseniz sizler için kendimi kurban edip Tabipler Odası'na bu gerekçeyle bir başvurayım. Dönüşümde siz de bana pansuman yapacaksınız ama.

4. Aynı örgüte devamla, üye listesini henüz veya hâlâ yayınlamamış olmaları büyük bir eksiklik bence de. Zaten FIT üyesi bir kuruluş olarak kendilerini kabul ettirmek istiyorlarsa, ciddiyet zedeleyici bu tür eksikliklerini gidermeleri gerekiyor. Ben üyelik formunu aldım ve başvurmayı düşünüyorum. Yeni bir şey öğrenirsem yine buraya yazarım. Yanılgıları azaltma adına SSS sayfasına bakmakta fayda var. Bir de bildiğim kadarıyla içimizden Özgen buraya üye. Kendisi forumları takip eder genellikle ama belki şimdi memleketi Siyam'a tatile gitmiştir. (Özgen, kızmaaa!) Bu forumu gördüğünde bizi bilgilendirmesini kendisinden rica ediyorum. (Veya üyeliği konusunda yanılıyorsam düzeltmesini, peşinen özür dileyerek.)

5. Government Organizations kategorisine düşen ise bir tek Noterler sanıyorum. Emin değilim ama, bu konuda görüşlerinizi bekliyorum. Aslında Noter Yemin Zaptı -profesyonel ehliyet açısından değeri konusuna hiç girmeden söylüyorum bunu- Türkiye'de resmî ağırlığı olan tek belge veya birkaç belge türünden biri galiba. Bir de Turizm Bakanlığı'nın rehber-tercüman yetiştirme kursları ve sertifikasyonu var. Bu da önemli olsa gerek. Öte yandan, BKTD'nin (Birleşik Konferans Tercümanları Derneği) bir eğitim programı olup olmadığı konusunda benim hiç bilgim ve fikrim yok. Tercümanlıkla pek ilgim olmadığı için muhtemelen, gerçi içimizde tercümanlık yapan var mı? (Arada bir hepimiz yapmış veya yapıyor olabiliriz de, bu alanda uzmanlaşmış olan, demek istiyorum.)

Bir şey daha söyleyecektim, unuttum, bu da çok uzadı zaten. Neyse, en azından birbiriyle çelişen bir-iki noktayı belki açıklayabilmişimdir. Ha, şunu diyecektim: Benim şahsi kanaatim, dışlayıcı tavırlarda çok aceleci olmamak gerekiyor. Türkçe çevirmenlerinin bir şekilde profesyonel ölçülerle bir araya gelmesi gerektiği çok açık. Sonuçta IoL, ITI, ATA ve benzerleri bugünkü halleriyle ortaya çıkmamışlardır herhalde. Birileri bu mesleğe sahip çıktığı, örgütlenme girişimlerini dışlamak yerine içine girdiği, çalıştığı çabaladığı için IoL, ITI, ATA ve saire olmuşlardır. Ben artık susuyorum, herkese selamlar.

Özden

PS to NAG: "Akdeniz" ile ilgili yorumumu geri alıyorum. "Kuzey Denizi" ile ilgili yorumlarım ise artık geri alınamayacak kadar ağır olmuştur. Ya bunun ortası yok mu?
Collapse


 
Nazim Aziz Gokdemir
Nazim Aziz Gokdemir  Identity Verified
Local time: 11:44
English to Turkish
+ ...
Pirincin taşını ayıklayalım, evet Aug 3, 2004

Bize bir tanecik (!) forum verip alt kategori açma olanağı vermezse her şeyin aynı diyaloğa doluşması biraz doğal...

Xola wrote:
1. MT okulunda okumamışların çevirmen sayılmayacağına dair ne bu sayfa dolayısıyla Proz'un, ne de benim bir iddiam var (olsaydı meslek değiştirmem gerekirdi zaten). Aramızda kimsenin de yok, görebildiğim kadarıyla. Yani burada bir sorun yok. Var mı? Proz, MT bölümlerini soruyor (...) Türkiye'de mevcut MT bölümleri de alfabetik sırayla Bilkent, Boğaziçi, Hacettepe, İstanbul ve Yıldız Teknik'te.


Evet, en azından bunda hemfikiriz galiba.

2. Associations konusunda burada bir karışıklık söz konusu. Öncelikle, FIT'ten üyelik bekleyen örgüt TÜÇED değil, Çeviri Derneği. 2005'te kesinleşmesini umuyorlarmış. (...) Her iki derneğin de akreditasyon ve/veya sertifikasyon konusunda Proz sayfasında sorulduğu anlamda tanınmış, resmî vb bir yetkisi olamayacağı sonucunu çıkarıyorum ben. Yanılıyor muyum?


FIT konusunu ortaya ben attığım halde karıştırdım, özür dilerim. Sertifikaya gelince derneklerde çaba var mı yok mu bilemem, ama yasalar izin verse, ATA gibi FIT üyeleri sertifika verdiğine göre doğal bir gelişme olur. Türkçe çeviri becerisini ölçen ve belgeleyen kurumların azlığını daha önce konuştuk, herhalde bu dernek (teoride) bu işe en uygun aday. Üstelik, daha önce yazdığım gibi bu sertifikayı ATA da denklik kuralı uyarınca kabul etmek zorunda. Bu sertifika resmi olmak zorunda değil, ATA certification denen şey de Türkiye'de anlaşıldığı anlamda resmi filan değil, ama kabul gören bir belge. Ama yasal olarak Türkiye'de olanaksız, anla artık denirse peki! Bu kanunlar insanı kalkıp ta Avustralya'da NAATI sınavına sokturur.

3. (...) Hiç yorum yapmadan sadece olgusal bilgi girme amacıyla başladım bu yazıya ama yine çenemi tutamayıp diyeceğim ki: Ortalıkta hüküm süren ve hepimizin yakınıp durduğu ehliyetsizliği akla getirince bu koşullar son derece haklı ve doğru.


Buna ciddi bir itirazım yok, yalnızca dünyada benzer örgütlerin referanslı ve referanssız üyelik verebildiğini belirtmek istedim. Örneğin ITI'nin Qualified Membership kategorisi diğer koşulların yanında iki üyenin referansını istiyor, Associate Membership ise çok daha "laçka" (ama yine de başka bir yerden referans göstermeniz zorunlu). Çeviri Derneği de yine referansa dayalı (ki Özden'in bütün tanıdıkları başvurmasın(!)) ama ilk kategori kadar zor olmayan bir ikinci kategori düşünebilir. Buna uzman doktor ve asistan ayrımı olarak bakabiliriz. (Hastabakıcılar her halükarda dışarıda kalıyor.)

4. Aynı örgüte devamla, üye listesini henüz veya hâlâ yayınlamamış olmaları büyük bir eksiklik bence de. Zaten FIT üyesi bir kuruluş olarak kendilerini kabul ettirmek istiyorlarsa, ciddiyet zedeleyici bu tür eksikliklerini gidermeleri gerekiyor.


Evet, bekleyip görelim.

5. Government Organizations kategorisine düşen ise bir tek Noterler sanıyorum. Emin değilim ama, bu konuda görüşlerinizi bekliyorum.


Hükümet konusunda Fransız olduğum bir gerçek; sanırım şimdiye kadar belli olmuştur. Ama bilen olsa gerek.

(...) Türkçe çevirmenlerinin bir şekilde profesyonel ölçülerle bir araya gelmesi gerektiği çok açık.

Özden


Hem de nasıl; aksi halde "böyle gelmiş böyle gider" demekten öteye elimizden bir şey gelmiyor demektir.

PS to NAG: "Akdeniz" ile ilgili yorumumu geri alıyorum. "Kuzey Denizi" ile ilgili yorumlarım ise artık geri alınamayacak kadar ağır olmuştur. Ya bunun ortası yok mu?


Ne desem bilmem ki... Sen bir çaresini bulursun.


 
Baybars Araz
Baybars Araz  Identity Verified
Local time: 18:44
English to Turkish
+ ...
... Aug 4, 2004

Xola wrote:

3. Çeviri Derneği\'nin üyelik formunda \"Tavsiye eden dernek üyeleri\" diye bir bölüm var (2 kişilik yer ayrılmış). Buraya, yönetim kurulu toplantısında formu inceleyen dernek üyelerinden ikisinin olumlu görüş girmesi gerekiyor, üyeliğe kabul için. Ancak 2 yıl kesintisiz çevirmenlik yapmış olma şartı aranıyor ve 2 referans isteniyor. Hiç yorum yapmadan sadece olgusal bilgi girme amacıyla başladım bu yazıya ama yine çenemi tutamayıp diyeceğim ki: Ortalıkta hüküm süren ve hepimizin yakınıp durduğu ehliyetsizliği akla getirince bu koşullar son derece haklı ve doğru. Burası profesyonel bir örgüt olmaya çalıştığına göre, mesela geçenlerde bana mail yazan bir ahbabımın sözünü ettiği şahsı durduk yerde üyeliğe kabul etmemesi çok normal (\"Halamın kızı üniversite sınavlarını kazanamadı, kolej mezunu olduğu için yabancı dili var, şimdi bir sene boşta, evde boş boş oturacağına çeviri yapsın bari, yardımcı olur musun?\" - Adam bana hakaret ediyor, dikkatinizi çekerim!!! Sizlere de! [Bu da olgusal olamadı ]). En az iki yıl kesintisiz çevirmenlik yapmış birinin de referans göstereceği iki kişi mutlaka olur. Burada benim için geçerli ölçü profesyonelliktir, çevirmenliği bir meslek olarak görmektir. Çeviri Derneği de bu kritere göre adam almaya çalışıyor işte. Diğer meslek dallarına ait örgütlerin de yaptığı gibi. Ben çok güzel pansuman yaparım. İsterseniz sizler için kendimi kurban edip Tabipler Odası\'na bu gerekçeyle bir başvurayım. Dönüşümde siz de bana pansuman yapacaksınız ama.


Ben derdimi anlatamadım galiba Referans alınmasına karşı değilim... Murat Bey\'in alternatif çözüm önerisi talebinde de yine referans alınmasını öneri olarak getirdim. Ancak benim karşı olduğum nokta referans verecek kişilerin bu dernekten birileri olma zorunluluğu. Bu bir zümre yaratır. Birbirini tanıyan insanlardan kurulu bir grup halini alır ve bahsettiğiniz ve hepimizin arzuladığı sektörün profesyonelleşmesi ve doğru düzgün işleyen bir sektör olması ideali o küçük zümrenin etrafında gelişir durur ve o zümreyi tanımayan ama belki o zümrenin üyeleri kadar veya daha fazla profesyonel, adil, iş bilen insanlar dışarıda kalır (kendimden bahsetmiyorum vallahi )


 
Özden Arıkan
Özden Arıkan  Identity Verified
Germany
Local time: 17:44
Member
English to Turkish
+ ...
TOPIC STARTER
Tekrar Aug 4, 2004

Baybars Araz wrote:

Ben derdimi anlatamadım galiba Referans alınmasına karşı değilim... Murat Bey'in alternatif çözüm önerisi talebinde de yine referans alınmasını öneri olarak getirdim. Ancak benim karşı olduğum nokta referans verecek kişilerin bu dernekten birileri olma zorunluluğu. Bu bir zümre yaratır. Birbirini tanıyan insanlardan kurulu bir grup halini alır ve bahsettiğiniz ve hepimizin arzuladığı sektörün profesyonelleşmesi ve doğru düzgün işleyen bir sektör olması ideali o küçük zümrenin etrafında gelişir durur ve o zümreyi tanımayan ama belki o zümrenin üyeleri kadar veya daha fazla profesyonel, adil, iş bilen insanlar dışarıda kalır (kendimden bahsetmiyorum vallahi )


Merhaba Baybars,

Haklısın, bunu yukarıda yeterince açık anlatmamışım ben:

İki referans isteniyor. Kesin olan koşul bu. Dernek üyelerini tanıyorsanız, onlar belirtmese de zaten doğal olarak bu kişilerden referans göstereceksinizdir. Tanımıyorsanız, çeviri sektöründen iki kişinin referansı gerekiyor.

Bu konuda derneğe yazdığım e-maile gelen cevap şöyle:

Merhaba,

Aslında bu tercihen olmasa gereken bir durum.* Eğer daha önce çalıştığınız yerleri ve ilgili kişileri yazdıysanız bu da yeterli oluyor. Bununla ilgili herhangi bir sorun olursa zaten değerlendirme aşamasında sizi ararlar.
İyi çalışmalar,

Erkan Altınsoy


[* Bunu aynen kopyaladım. Devamına bakarsak "olmasa" DEĞİL "olması gereken" olmalı, yoksa çelişkili bir anlam çıkıyor. Ama devamı açık. Ha, "tercihen olması gereken" dediği, mevcut dernek üyelerinden referans gösterilmesi tabii. İki yorum yapılabilir: Zümre yaratmak istiyorlar vb VEYA naylon referansa karşı önlem olarak böyle bir açık kapı bırakmışlar. Kiril alfabesini Latin'den ayıramayan ama bir Sirkeci hanında yirmi yıllık tercüme bürosu olan birinin getirebileceği milyonlarca referansa karşılık, mesela Ben bunu olumlu görme eğilimindeyim, ama kişiden kişiye değişeceğini kabul ediyorum. Yine de dernek sitesinde SSS bölümüne bakılmasını önereceğim.]


Yazıştığım kişinin dernek içindeki resmî unvanını bilmiyorum, e-maillerde de yok, ama kendisine Üyelik Formu sayfasından ulaşmıştım.

Umarım, en çok kafa karıştıran bu konu böylece aydınlığa kavuşmuştur. Yine de, önceden belirttiğim kanıda yanılmıyorsam Özgen'den ve varsa başka üyelerden bilgi gelmesi yararlı olur tabii

Selamlar,
Özden

[Edited at 2004-08-04 18:13]


 
Nazim Aziz Gokdemir
Nazim Aziz Gokdemir  Identity Verified
Local time: 11:44
English to Turkish
+ ...
ABD'deki durum Aug 4, 2004

http://www.proz.com/topic/23055?start=15

2. sayfadaki ilk mesajdan:

"(...)Independent translators basically have:
a- no legal status
b- no visibility as a profession
c- no formal certification process as in a sworn translator scenario
d- no recognition under the law and by society in general
e- almost no opportunities for higher education (.
... See more
http://www.proz.com/topic/23055?start=15

2. sayfadaki ilk mesajdan:

"(...)Independent translators basically have:
a- no legal status
b- no visibility as a profession
c- no formal certification process as in a sworn translator scenario
d- no recognition under the law and by society in general
e- almost no opportunities for higher education (...) Certificates are fine but do not replace a full-time, four-year university curriculum.
as a RESULT OF THIS, there is/are;
a- poor quality
b- poor educational opportunities
c- no legal status
d- no societal recognition
e- no defense of interest(...)"

Global bir dert!
Collapse


 
Serkan Doğan
Serkan Doğan  Identity Verified
Türkiye
Local time: 18:44
Turkish to English
+ ...
Ders Alalım Aug 4, 2004

Ne desem bilmem ki. Bu bizim derdimiz. Acaba AB'ye girince her şey düzelecek mi, biz bunu görebilecek miyiz, AB'nin tercüme standardıyla ilgili birtakım kriterleri var mıdır??? O da bir başka mesele tabii.. Şu anda ümitsizlik içinde kıvranıyorum. Bireysel çabalarla bir yerlere varılamaz düşüncesindeyim. Elin yabancısı gelip bizler için çeviri dernekleri kuracak değil ya:) Özellikle özenmeden sıyrılıp, özde orjinal çözümler bulmalıyız

Tayfun Torunoglu wrote:

Bizim buralardaki Çevirmenler Çok güçlü Eğitim Backgroundlarına sahip.
Çoğu ODTÜ, BU, ITU, Yıldız etc Mühendislik, İktisadi ve idari Bilimler mezunları ve ayrıca tabi Tıp mezunları var.:)
Eğitim/Öğrenimden yana sorunumuz yok:)




[Edited at 2004-08-04 17:54]


 
Özden Arıkan
Özden Arıkan  Identity Verified
Germany
Local time: 17:44
Member
English to Turkish
+ ...
TOPIC STARTER
Bütün dünyadaki durum Aug 5, 2004

Nazim Aziz Gokdemir wrote:

http://www.proz.com/topic/23055?start=15

2. sayfadaki ilk mesajdan:

"(...)Independent translators basically have:
a- no legal status
b- no visibility as a profession
c- no formal certification process as in a sworn translator scenario
d- no recognition under the law and by society in general
e- almost no opportunities for higher education (...) Certificates are fine but do not replace a full-time, four-year university curriculum.
as a RESULT OF THIS, there is/are;
a- poor quality
b- poor educational opportunities
c- no legal status
d- no societal recognition
e- no defense of interest(...)"

Global bir dert!



Bunu okurken, İngilizce'yi daha çevirmeden Türkçe'ye lokalize etmeyi nasıl da başarmışlar, dedim valla

Bunların hepsi hepimiz için geçerli bana kalırsa. Yukarıdaki konuda ayrıca Avrupa'ya kıyasla ABD'de doğru dürüst çeviri bölümü olmadığından yakınılıyordu. E bu da çok normal. Burada linkini vermek için aradım ama bulamıyorum: "A Monolingual Society" diye bir forum vardı bir zamanlar. Gerçi İspanyolca'nın durdurulamaz yükselişiyle tekdilli olmaktan çıkıyor artık (hatta İspanyolca'nın ikinci resmî dil ilan edilmesi söz konusu galiba, Aziz bunları daha iyi bilir ve açıklar sanırım) ama ABD, koskoca bir alana yayılmış bir İngilizce konuşur ülke, topu topu iki komşusu var, birinde yine İngilizce resmî dillerden biri, üstelik bütün dünya zaten ikinci dil olarak onların dilini öğreniyor. Bu ülkede yabancı dillere ilgi olmaması, çevirmenlik bölümleri kurulmaması çok normal. Aksi olsa acaip kaçardı. Bir de Avrupa'yı düşünün: Ufacık bir kıta elli millete bölünmüş, belki başka tarihsel koşullarda aynı dilin lehçeleri sayılacak bir sürü dil resmîleşmiş (demek ki o söz doğru ve çok yerinde: Dil diye, ordusu olan lehçeye denir ), bir de bu milletlerin sittin sene birbirinin gırtlağını sıkıp durduğunu düşünün. Bu kadar dar bir alanda bu kadar fazla dil arasında savaşlar, diplomasi, ticaret, din kavgaları, kültür alışverişi, e haliyle bizim mesleğimiz gelişecek, bin tane bölüm açılacak.

Türkiye'de ise bir zamanlar İstanbul esnafının günlük konuşmalar düzeyinde de olsa 7-8 dilden anladığı rivayet edilir. Doğrudur da, ama Türkiye'nin tarihsel koşulları bir yandan tekdilli toplum yapısını zorlarken, bir yandan da biz hep bir taraflara doğru hareket halinde bir millet olduğumuzdan yabancı dillere ilgili olmuşuzdur. Beş tane çeviri bölümü olması o kadar kısır bir durum yaratmıyor bence, ama hepsi çok yeni. Ve çevirmenlerin eğitim durumunun gayet iyi olduğu düşüncesine de katılamayacağım. Resmî çevirmenlik eğitiminin çok yeni olmasını bir yana bırakın, çeviri meslek olarak kabul edilmiyor daha ve çevirmenler kendi eğitimleri konusunda bilinçli çaba göstermeye daha yeni yeni başlıyorlar. Çeviri yaptıkları alanda eğitimli olabilirler, ama çeviri eğitimi konusunda çok ciddi açıklar var. Yine de Türkçe epey umut vaad ediyor bana kalırsa.


 
Nazim Aziz Gokdemir
Nazim Aziz Gokdemir  Identity Verified
Local time: 11:44
English to Turkish
+ ...
Bodrumdan aşağısı yok Aug 5, 2004

Xola wrote:
Yine de Türkçe epey umut vaad ediyor bana kalırsa.


Buna katılıyorum. Türkiye'de yetişmiş bir çok insan gibi sürekli umut-umutsuzluk arasında gider gelirim ama konu eğitimle ilgili olunca umut beslemekten başka çare yok. Ülke genelinde yapılan son sınavlarda artık saklanamayacak hale gelen "sıfırcılar" konusunu sanırım hepiniz yakından izliyorsunuz. İş dibe vurdu vuracak, bu noktadan sonra ancak yükseliş yaşanabilir, diğer ihtimalleri hızla sıfırlıyoruz! Çeviriye de biraz böyle bakıyorum.

Bunda AB'nin de yardımı olacak kuşkusuz. Avrupa'da okuyan Türk çocuklarının Türkçe ders kitaplarıyla Türkiye'dekileri karşılaştırınca insan hedefi kavrayabiliyor. Sonuçta iş "A noktasından çıkıp B noktasına varmak"la özetlenebilecek basitlikte, ama A ile B arasındaki yolu katetmek Artvin'in bir ucundan diğerine yürümekle eşdeğer. (Malum, rakı kadehi koyacak düzlük yok derler.) Bizler daha küçücükken her sabah "Türküm, doğruyum, çalışkanım!" diye bağırtılan, daha birinci sınıftan o meşhur kırmızı oklu Orta Asya haritasının gölgesinde "öğrenim" gören, sonra da dünyanın gerçekleriyle karşı karşıya gelince değişmek zorunda kalan bir ulusuz. Dünyayı bırakın, çocuklar daha ilk gün çanta elde okuldan eve dönerken seyyar satıcıdan alınan minik torbadaki leblebi tozunun yarı yarıya talaş olduğunu fark edince kafalarda revizyon başlıyor.

Hep kendimize vurmayalım, ABD'de edebi çevirinin ne kadar kötü durumda olduğunu (nitelik olarak değilse de nicelik olarak) tam olarak kavramayabilirsiniz, birkaç cümleyle ondan bahsedeyim. (Nedenleri sorgularsanız aynı Özden'in yazdığı gibi.)

"National Endowment for the Arts calculated that about 3 percent of the books published in the United States were translations, compared with 40 to 50 percent in Western European countries."
- New York Times, 18 Şubat 2004

"While some 2,000 works of fiction from English-speaking countries are translated into German each year, just 40 titles are translated from German into English."
- http://www.litrix.de/ueberuns/profil/hintergrund/enindex.htm

"(T)oday, 50% of all the books in translation now published worldwide are translated *from English,* but only 6% are translated *into* English."
- http://www.wordswithoutborders.org/page.php?lab=About

"The United States publishes fewer translations than any other industrialized country in the world. The numbers are amazing. If you compare the numbers of translations published say in Germany, or France, or Spain, or Italy, or the Netherlands — it’s just appalling. (...) Some of it is understandable. Because the country is so huge, you can travel for 3000 miles and speak the same language. You can go from the Atlantic to the Pacific and not have to change languages or wait to cross a border. There aren’t a whole lot of places in the world where you can do that. So our sense that God speaks in English and English is the real language and everything else is just make-believe, it comes I think from the experience that we have had in this country."
- Edith Grossman, Garcia Marquez ve Cervantes'i çeviren, ve ABD'de belli bir ün kazanabilmiş bir avuç çevirmenden biri.
http://www.bookbuffet.com/index.cfm/fuseaction/news.article/article_ID/EE2A5F9A-B592-48B4-B086A7AC51BF6C5B/

Son olarak İspanyolca konusunda ABD'nin ikinci dili haline geldiğini rahatlıkla söyleyebiliriz. Küçük bir düzeltme: Dikkat edin, resmi dil demiyorum. ABD'nin de facto dili İngilizce olmakla birlikte resmi dili yoktur. Ve umuyorum asla olmayacak.

Bir ülkede resmi bir dil varsa ve o dili bilmeyen milyonlarca insan yaşıyorsa, bu konuya ABD'deki rahatlıkla çözüm bulamıyorsunuz çünkü...

Aziz

[Edited at 2004-08-05 14:38]


 
Serkan Doğan
Serkan Doğan  Identity Verified
Türkiye
Local time: 18:44
Turkish to English
+ ...
Kalbimde konaklayan yılgın dragoman Aug 6, 2004

Tercüme piyasasının da üst zümresine bir el atmak gerek bence. Biz burada ekmek parası, alın teri diyerek çevirgenliğe devam ederken, 'çeviri camiasını yerim' diyenler parsayı toplamakta. Çok örnekleri var, zaten her çevirmende aynı hikayeler, bazıları bıktırır, bazıları güldürür. Türkiye'de bir Çeviri Derneği mi? Bence mümkün bile değil. Ancak AB kurtarır bizi. O da başka bir hayal başka muamma. Bu iş böyle gidecek. En yakınlarım 'oğlum bırak bu mesleğ... See more
Tercüme piyasasının da üst zümresine bir el atmak gerek bence. Biz burada ekmek parası, alın teri diyerek çevirgenliğe devam ederken, 'çeviri camiasını yerim' diyenler parsayı toplamakta. Çok örnekleri var, zaten her çevirmende aynı hikayeler, bazıları bıktırır, bazıları güldürür. Türkiye'de bir Çeviri Derneği mi? Bence mümkün bile değil. Ancak AB kurtarır bizi. O da başka bir hayal başka muamma. Bu iş böyle gidecek. En yakınlarım 'oğlum bırak bu mesleği, bugün var yarın yok' derken, 10 seneyi aşkın bir süredir sürdürüyormuşum. Ama gelecek ne gösterecek, hele bir gelsin de görelim.. Güldür güldür yapmak var bir işi, ümitsizlikle yapmak var. Kalbimin tepeleri bulanıyor, üzüntülüyüm bugün. Teknolojik olmayan bir hüzün bastırdı bu sefer

[Edited at 2004-08-06 15:44]
Collapse


 
Özden Arıkan
Özden Arıkan  Identity Verified
Germany
Local time: 17:44
Member
English to Turkish
+ ...
TOPIC STARTER
Niye? Aug 6, 2004

Serkan Dogan wrote:
Türkiye'de bir Çeviri Derneği mi? Bence mümkün bile değil.



Ve AB'den nasıl bir kurtarıcılık bekliyorsunuz?

Ancak AB kurtarır bizi.


 
Serkan Doğan
Serkan Doğan  Identity Verified
Türkiye
Local time: 18:44
Turkish to English
+ ...
Uçurmaz mı? Aug 7, 2004

AB bizi götürmez mi güzel diyarlara dersin Özden? Tercüme sektörü dahil getireceği kriterlerden, standartlardan bahsediyorum. Aksi halde iktidar muktedir olmadıkça ve bitaraf olanlar berteraf oldukça halimiz harap. 80 senedir uygarlığa geçişini tamamlamayan bir toplumun kendi başına çağ atlayacağına artık ben inanmıyorum. Elimizden bir tutan, bizi sevindiren, ileriye götüren ve koşturan biri olmalı. Üniversitelere giren ve çıkan gençliğimizin hali meydanda. Formal... See more
AB bizi götürmez mi güzel diyarlara dersin Özden? Tercüme sektörü dahil getireceği kriterlerden, standartlardan bahsediyorum. Aksi halde iktidar muktedir olmadıkça ve bitaraf olanlar berteraf oldukça halimiz harap. 80 senedir uygarlığa geçişini tamamlamayan bir toplumun kendi başına çağ atlayacağına artık ben inanmıyorum. Elimizden bir tutan, bizi sevindiren, ileriye götüren ve koşturan biri olmalı. Üniversitelere giren ve çıkan gençliğimizin hali meydanda. Formal-informal herhangi bir aklı başında eğitimden söz etmek mümkün mü bu ülkede? Alaylılar destekler mi bilmem ama üniversiteli cahillerimiz de hiç az değil


Xola wrote:

Serkan Dogan wrote:
Türkiye'de bir Çeviri Derneği mi? Bence mümkün bile değil.



Ve AB'den nasıl bir kurtarıcılık bekliyorsunuz?

Ancak AB kurtarır bizi.
Collapse


 
Pages in topic:   < [1 2 3 4 5] >


To report site rules violations or get help, contact a site moderator:


You can also contact site staff by submitting a support request »

Türkiye'deki Çeviri Dernekleri, Okulları vb.


Translation news in Türkiye





CafeTran Espresso
You've never met a CAT tool this clever!

Translate faster & easier, using a sophisticated CAT tool built by a translator / developer. Accept jobs from clients who use Trados, MemoQ, Wordfast & major CAT tools. Download and start using CafeTran Espresso -- for free

Buy now! »
Wordfast Pro
Translation Memory Software for Any Platform

Exclusive discount for ProZ.com users! Save over 13% when purchasing Wordfast Pro through ProZ.com. Wordfast is the world's #1 provider of platform-independent Translation Memory software. Consistently ranked the most user-friendly and highest value

Buy now! »